Bir adam çıkıyor diyor ki:
"Hizmet yapacam ama Ankara bırakmıyor..."
Aynı adam seçim zamanı geldiğinde çıkıyor meydana;
"Şunu da yapacam, bunu da yapacam. İzmir'i Avrupa kenti yapacam" diye vaatlerde bulunuyor.
Şimdi bu adamın doğru ve samimi olduğunu varsayarak soruyorum...
Eğer Ankara senin İzmir'i Avrupa kenti yapmanı engelliyorsa,
Sen Ankara'nın gücü karşısında bu sözünü yerine getiremiyorsan..
Neden meydanlara çıkıp İzmirlilere yerine getiremeyeceğin vaatlerde bulunuyorsun.
Demek ki, yapamayacağın şeyleri yapacağım diyerek ((nedeni ne olursa olsan) İzmirlileri kandırıyorsun.
Öyle ya, sözünü verdiğin hizmetleri, projeleri Ankara engelleyecekse,
Ve sen bu güç karşısında elin kolun bağlı teslim olacaksan, neden meydanlarda halka söz veriyorsun.
Yüreğin yiyorsa çıkacaksın ortaya tek tek sayacaksın.
Senin yapmak isteyip te Ankara'nın sana yaptırmadıklarını...
İzmirlilere anlatacaksın neden günlerce susuz kaldıklarını,
Neden otopark için saatlerce dolandıklarını,
"3 yılda bitirecem" dediğin metroyu 8 yılda hesap edilenden 5 misli para harcayarak tamamladığını..
Sadece sözle değil, belgeleriyle.
Söyle, göster görelim...
İzmir babanın çiftliği değil.
Eğer doğru söylüyorsan.
Ankara sana hizmet yaptırmıyorsa.
Ankara'ya rağmen hizmet yapamıyorsan İzmirlileri daha fazla kandırmadan çekil.
Bir daha da aday olma.
Bırak parti içinde Ankara'ya rağmen hizmet edebilecek,
Ankara'nın engellemelerinin üstesinden gelebilecek biri gelsin.
Tabi söylediğin doğruysa.
Bakın, rahmetli Ahmet Piriştina döneminde onunla birlikte çalışan DSP Büyükşehir Meclis Üyeliği, Büyükşehir Belediyesi İmar Komisyonu Başkanlığı yapan yani Piriştina'nın en çok güvendiği ve senin gelir gelmez ipini çektiğin Ertuğrul Aksoydan ne güzel özetlemiş İzmir'deki senin demokrasini:
"Olay iki kişi arasında geçiyor:
- Biri il başkanıyken diğerini Bornova'ya başkan yapıyor.
Sonra Piriştina ölünce onu Büyükşehire başkan yapıyor.
-Büyükşehire başkan olan zat, günü gelince arkadaşını vekil yapıyor, PM üyesi, Gen Bşk Yrd yapıyor.
-Yetmiyor. Bu kez bütün Büyükşehir olanaklarını kullanıp, partililerin hiç sevemediği adamı tekrar il başkanı seçtiriyor. Şimdi sırada kendi yerine Büyükşehir başkanı yapmak var.
Ve daha nice hayaller elbette...
Onlar böyle kendi aralarında paslaşarak 12 yıldır eğleniyor. Adeta saltanat sürüyor.
Sözde demokrasinin kalesi 4 milyon nüfuslu kent ise mal gibi seyrediyoruz.
Ve sadece AKP'ye laf yetiştiriyoruz!"
Ne güzel özetlemiş değil mi...
Kendin söylüyorsun.
Ankara'yı aşamıyorsun.
Öyleyse bırak CHP içinden hizmet edecekler gelsin.
Büyük projeleri olmayan, bu eksiğini hep uyduruk mazeretlerle kapatmak isteyen birinin yerine, çalışkan, savaşçı, üreten bir başkan gelsin.
YORUMLAR