CHP, uzun süredir unuttuğu, gerçek bir demokrasi şöleni yaşadı.
Binlerce parti üyesi, kendi milletvekillerinin kim olmasına karar vermek için sandığa gittiler.
Önseçime karar verenleri de, aday adayı olup yarışa katılanları da, yağmurlu bir Pazar günü gidip oy kullanan tüm CHP’lileri de kutluyorum.
Önseçim sonuçları, Mustafa Balbay’ın dediği gibi, herkesin oyunun ölçüsünü gösterdi.
Ve, bir kez daha ortaya çıktı ki, CHP’de siyaset erkek işi…
Önseçim sonuçlarına bakıldığında, üyelerin kadın adaylara pek itibar etmediği çok açık ortada.
Sıralamaya göre, eğer kontenjan adayları arasında kadın yer almazsa, CHP İzmir’den kadın milletvekili ile temsil edilemeyecek.
Yani, ülkemizin batıya açılan penceresi olan, kadınların her alanda erkeklerle yarıştığı İzmir’in, tek bir kadını Meclis’te olmayacak.
İzmirlilerin sahip çıktığı ve en yakın rakibine uzak ara yaparak birinci sıraya yerleştirdiği Genel Başkan Kemal Kılıçdaoğlu’nun, bu kadınsız tablodan çok mutlu olduğıunu sanmıyorum.
Nitekim, oyunu Ankara’da kullanırken söylediği tek şey “Kadınların ön planda olduğu sonuçlar görmek isterim” olmuştu.
Kılıçdaroğlu’nun bu dileği İzmir’de kabul görmedi.
İzmirli partililer oylarını erkek adaylara yoğunlaştırdılar.
Kılıçdaroğlu’nun İzmir için kontenjan adayları atarken, bu durumu izole edeceğinden en ufak şüphem yok.
Gereğini yapacaktır.
İzmir CHP, TBMM’de kadınsız temsil edilmeyecektir.
OLAĞANÜSTÜ ÇALIŞMA
CHP’deki ön seçim sürecini yakından takip ettim.
Aday adayları, kısıtlı bir zaman dilimi içinde, üyelere ulaşabilmek olağanüstü bir performans sergilediler.
Özellikle ilk beşe girmek için yapılan mücadelede, adını bir ve ikinci bölgede ilk beşe yazdıranlar da, daha sonraki sıralara yerleşenler de şunu bilsinler ki parti içinde gerçek demokrasinin yaşanmasına büyük katkı koydular.
Birinci bölgenin ilk beşi, Musa Çam,. Tacettin Bayır, Ali Yiğit, Murat Bakan, Muhsin Kurt.
İkinci bölgenin ilk beşi, Kemal Kılıçdaroğlu, Mustafa Balbay, Atilla Sertel, Kamil Okyar Sındır, Hüseyin Sezer.
Hepsini kutluyorum.
Önümüzdeki günlerde hepsi için ne düşündüklerimi tek tek yazacağım.
Şu andan itibaren, CHP içinde hiç kimse, kendisini bulunmaz hint kumaşı olarak gösteremeyecektir.
Sandık kuruldu ve herkes oyunun da boyunun da ölçüsünü aldı.
“Ben bu partinin vazgeçilmeziyim” diyecek kimsenin olmadığı da ortaya çıktı.
Son cümleyi, önseçimde oy kullanmaya gelmeyenler için kuracağım.
Engelli dostum Murat Pekdilber, engellilerin oy kullanması için hiçbir kolaylık sağlanmamasına rağmen, “Bu halimle, merdivenleri nasıl tırmanır, ikinci kattaki sandığa gidebilirim” hesabı yaparken, bu demokrasi şölenine önemli bir nedeni olmadan katılmayanlara sözüm.
Demokrasi katılımla olur.
Lafla, kahve köşelerinde laf ebeliği yapmakla bir yere varamazsınız.
Eğer, demokrasi adına önünüze konan sandığa gitmiyorsanız, yapacağının şey belli:
Hemen bugün üyelik kartınızı partinize teslim edin.
YORUMLAR