Basında çıkan haberlerde, Güzelyalı'da esnaf, zabıta ile taşlı sopalı kavga ettiği yazılıyor.
Gazeteler fotoğraflar basmış.
İnternet sayfalarında video gürüntüleri de var.
Fotoğraflara bakıyorum,
Videoları izliyorum..
Bir kavga var ama ortada zabıta göremiyorum.
Sivil giyimli birileri birbirlerine vurmaya çalışıyor.
Hangisi zabıta bunların.
Elinde demir sopa olan mı,
Yoksa elinde bıçak tutan mı...
Hangisi devleti, belediyeyi temsil ediyor.
Ortalıkta dayak yiyen iki kişi mi?
Yoksa onlara tekme tokat, demir sopalarla saldıran onlarca sivil mi?
Sivil polisi anlarım
Zabıtanın sivili olur mu?
Esnafı denetime mi gidiyorsun.
Terörist avlamaya mı?
Esnafın seni resmi kıyafetinle görmesinde ne sakınca var.
Resmi kıyafetini neden giymiyorsun
Neden sivil gidiyorsun oraya.
İşportacı mı bu.
Seni resmi kıyafetinle görünce, dükkanı sırtına alıp kaçacak mı?
Zabıta kavga eder mi?
Eğer ortada yasal olmayan bir durum varsa tespitini yapar, cezasını yazar...
Eğer esnaf direnirse, devletin kolluk güçlerini haberdar eder. Gereği yapılır.
Ama Güzelyalı'daki durum farklı.
29 kafe işletmesinin bulunduğu Sahil Bulvarı'nda sadece bir mekanın hedef seçilmesi manidar.
Hele bu mekanın CHP'de siyaset yapan,
Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP İzmir İl Başkanı'na muhalefeti ile tanınan bir CHP'liye, CHP'de en etkin muhalefet olan Yalı Grubu'nun lideri Mustafa Kocaoğlu'na ait olması daha da manidar.
Bu baskını iyi değerlendirmek lazım.
Hani hep seçim sonrası söylenir ya:
"Sandığı iyi okumak lazım" diye.
Önceki gün Güzelyalı sahilinde yaşanan kavgayı da siyasi açıdan çok iyi okumak lazım.
Bu sivil ekiplerle yapılan baskınla deniyor ki;
"Bana karşı politika yaparsan,
Bana muhalefet yaparsan,
Kongrelerde bize karşı çıkan rakibe destek verirsen,
Hele hele, belediye başkanları belirlenirken bizim çıkaracağımız adaya itiraz edersen,
Başına gelecekleri gör.."
Bunun adı resmen korku imparatorluğu...
Güzelyalı'daki bu olaya, polis ve yargıdan önce CHP Genel Merkezi'nin el koyması gerekiyor...
YORUMLAR