Atama mı olacak?
Ön seçim mi yapılacak?
Ne zaman bir seçim gündeme gelse, bu sorunun tek tartışıldığı parti CHP'dir.
Seçim lafı geçtiğinde ilk sorulan soru şudur:
"Adaylar nasıl belirlenecek?"
PARTİ İÇİ DEMOKRASI
"Parti içi demokrasi getireceğim",
"Korku imparatorluğunu yıkacağım" diyerek gelen bir genel başkanı olan bir partide bunun hala tartışılıyor olması çok garip.
Nasıl sağlanır parti içi demokrasi?
Nasıl yıkılır korku imparatorluğu?
Adayları, parti genel merkezinde kapalı kapılar arkasında belirlemekle mi?
Birilerinin baskısıyla, istifa tehditleriyle adayları açıklamakla mı?
Bugüne kadar böyle yapıldığı için söylenmedi mi, "Parti içi demokrasi getireceğim", "Korku imparatorluğunu yıkacağım" cümleleri.
10 BİN AKRABAMI MI VAR?
Neden çekiniliyor o zaman ön seçimden.
Bunun için ortaya atılan söylenti şu:
"Bu parti üyeleri ile sağlıklı ön seçim yapılmaz..."
Eş dost akrabayı seçermiş üyeler...
Kendi üyesine güvenemeyen bir parti olur mu?
Son genel seçimde İzmir'de yarım da olsa ön seçim yapıldı.
Ön seçimi kazanıp milletvekili olan gazeteci arkadaşım Atilla Sertel'in 10 bin akrabası mı vardı üyeler arasında?
Partinin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir'de ön seçime girerken, buradaki eş dost ve akrabalarına mı güvendi, parti üyelerine mi?
Ön seçimi en ön sırada kazanan Musa Çam ve Mustafa Balbay'ın bu başarısını akraba, eş-dost ilişkisine bağlamak haksızlık değil mi?
Demek ki o, kimselerin beğenmediği üyeler, hakkaniyetli seçim yapabiliyor.
Demek ki kendilerine güvenildiğinde doğru kişileri seçebiliyor.
Birileri çok istiyor diye partiyle uzaktan yakından ilgisi olmayanları ilçe belediyelerine başkan adayı yapmanın getirdiği sonuç son yerel seçimde görüldü.
Adayların, kendini İzmir'in sahibi sanan birilerinin baskısıyla Ankara'dan belirlendiği son yerel seçimde 30 ilçeden 8'i kaybedilmişti.
Bu yazı tarihe bir not olsun.
Eğer CHP Genel Merkezi, bu seçimde de aynı baskıya boyun eğerse, İzmir'de kaybedeceği ilçe sayısı 15'i geçer.
Büyükşehir de dahil.
YORUMLAR