15 Temmuz'dan sonra GATA, KHK kararı ile kapatıldı.
Sağlık Bakanlığı'na devredildi.
Ailemizde asker olmadığı için bu hastane ile ilgimiz olmadı ama çok değer verdiğimdostum Mustafa Demir'in yıllar önce yaşadığı bu hastane ile ilgili anısını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Askerliğini asteğmen olarak yapan gemi mühendisi İstanbullu dostum, bir gözünün görmediğinin anlaşılması üzerine GATA'ya gönderilir.
Eşi Sevgi Hanım ile birlikte Ankara'ya gider.
Geceyi geçirmek için rezervasyon yaptırdıkları orduevine giderler.
Orduevinde boş oda vardır, rezervasyon da yaptırmalarına rağmen onlara beklemeleri söylenir.
Neyi beklediklerini sorduklarında görevli asker, "Şu an üst rütbeli subaylar okey oynuyor. Oyun bitince giderlerse size oda veririz. Gitmezlerse odada onlar kalır" yanıtını alırlar.
Geceyarısına kadar salonda oturup beklerler.
Üst rütbeli subayların okey oyunu bitmez.
Hasta arkadaşım, görevli askere tekrar gidip, hasta olduğunu istirahat etmesi gerektiğini, okey oynayanlara burada kalıp kalmayacaklarını sormasını rica eder.
Görevli asker, "Delimisin sen. Hiç onlara bu sorulur mu. Bekleyeceksin" yanıtı alır.
Üst rütbeli subayların oyunu sabaha kadar bitmediği için eşi ile salonda uyumadan sabahlayıp GATA'ya giderler.
GATA'ya yatışı yapılır.
Bir kaç doktor muayene ettikten sonra, "Yarın paşa gelecek. Kararı o verecek" derler.
Paşa dedikleri rütbesi general olan bir göz doktoru.
Paşa doktor, ertesi gün yanında 10 kişi ile gelir.
İstanbullu askeri muayene eder.
Paşa ya, rütbesi küçük diye hastası ile muhatap olmaz.
Arkasındakilere dönüp, "Bu askere söyleyin isterse ameliyat edebiliriz" der.
İstanbullu dostum, "Efendim, ne ameliyatı yapacaksınız" diye soru sorma gafletinde bulunur.
Paşa doktor öfkeli bir bakış atıp, yanıt vermeden odadan çıkarken, yanındaki heyetten biri, "Sen kim oluyorsun da Paşa'ya soru soruyorsun" diyerek bir güzel fırçalar.
Sonra ne mi oluyor?
Arkadaşım, "Başlarım sizin yapacağınız ameliyata" (tabiki içinden) deyip birliğine geri dönüyor.
Askerliğini tek gözle tamamlayıp terhis olunca ameliyatı sivil bir hastanede yaptırıp görmeyen gözünü açtırıyor.
Yaşanmış olay.
Bunu okuduktan sonra benden yorum bekliyorsanız boşuna.
Bizim Sivas'ın ünlü bir sözü vardır:
"Kuduz ölür daladığına yazık olur.." derler..
15 Temmuz'dan sonra bu generallerin kim oldukları ortaya çıktı.
Ama ne yazık ki onların bu insanlık dışı kendilerini herkesten üstün gören davranışları belki de telafisi çok zor olan bu kararların alınmasına yok açtı.
Orduevleri için de böyle bir karar alınsa keşke.
Böyle bir karar alınsa da, hasta askerler, uyuyabilmek için birilerinin okey oyununun bitmesini beklemese...
Hiç kimse ayrıcalıklı değildir. Hiç kimse...
YORUMLAR