Bu dünyadan bir Tarık Akan geçti.
70'li yılların melek yüzlü, uzun boylu yakışıklısıydı.
Daha sonraki yıllarda da korkusuz devrimci.
Her yönüyle sevdik onu.
Hababam Sınıfı'ndaki Damat Ferit'i de
Sürü filmindeki Şivan'ı da..
Ellili yaşlarda olup da genç kızlığında odasının duvarına Tarık Akan posteri asmayan var mıdır.
"Tarık Akan gibi olmuşsun" diye bir cümle beğeni litaratürümüze girmişti.
Salon filmleriyle başlayan sinema yolculuğu, daha sonra sosyal içerikli filmlerle devam etti.
Ne salon filmlerindeki takım elbiseli Tarık Akan,
Ne de sosyal içerikli filmlerindeki poşulu Tarık Akan, beni hiç rahatsız etmedi.
O güzel insan,
O eğilip bükülmeyen,
Hayatının her döneminde dimdik duran yiğit insan artık yok.
Gençlik yıllarımın idolünün arkasından yazılanları tek tek okuyorum.
Ne güzel insanın milyonlar tarafından sevilip kabullenilmesi.
Bunun adına "Ölümsüzlük" diyorlar.
Tarık Akan gibiler ölmez.
Kalplerde, beyinlerde hep yaşarlar.
Ne mutlu sana Şirvan...
Ne mutlu sana Damat Ferit..
Ne mutlu sana Tarık Akan...
Ölümsüzlüğe uğurladık seni.
CUMA BEREKETİYLE GELDİ..
Sevgili Tarık Akan..
Senin arkandan ne dine ne dindarlığa, ne İslama ne müslümanlığa sığmayacak yorumlar yapanlar da var.
Biliyorum onları görüyor ve biliyorsun.
Cuma günü Hakk'a yürüdün ya...
"Cuma bereketiyle geldi"
"Ateşi bol olsun" diye yazmışlar..
Sen affet onları..
Bırak yaktıkları ateşin dumanında boğulsunlar...
Ben havadan kemik yağdığına hiç şahit olmadım..
Bilmem anlatabildim mi...
YORUMLAR