İzmir’in gündemine bomba gibi düşen, Tire’de, belediyeye devredilen Özel İdare mallarının satışa çıkarılması, CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin ile Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun sadece açıklama yapmakla yetinmelerinin, tabir yerindeyse “Ellerinden başka bir şey gelmemesinin” tek nedeni partideki hiyerarşik düzenin bozulması.
Bir partide, hiyerarşik düzen nasıl bozulur?
Burada, iki dönem Konak Belediye Başkanlığı yapan Ahmet Sarışın’ın, “Genel Başkanı’nın havaalanında hiç karşılamamış, partisinin tek bir bayrağını direklere asmamış, yeri gelip partisi için başı gözü yarılmamış insanları getirip aday yapıyorlar.”
Muharrem İnce’nin, Genel Başkan adayı olduğunda, “Partinin bir duruşu, görüşü olmalı. Biz bunları vatandaşa anlatarak seçim kazanmalıyız. Partiyle, partinin görüşüyle uzaktan yakından ilgisi olmayan kişileri, sırf oy getirirler diye aday yapmamalıyız” sözleri çok iyi açıklıyor aslında.
Bu yazdıklarımın ışığında Tire özeline gelelim.
Kim Tayfur Çiçek.
Demokrat Parti kökenli. Yıllarca Demokrat Parti’de sonra da sağ partilerde görev yapmış biri.
KARŞI DEĞİLİM
Yanlış anlaşılmasın.
Demokrat Parti ve sağ görüşlü olmasını eleştirmiyorum.
O bölgede çok da sevilen iyi, güvenilir bir siyasetçi.
Ama dünya görüşü CHP ile bağdaşmıyor besbelli.
Son seçimde, “Tire’de seçimi Çiçek’le kazanırız” mantığıyla aday yapıldı ve gerçekten seçildi.
İşte dananın kuyruğu da burada koptu.
Tire’deki satış olayına tek başına direnen Yücel Özen’in, “Bu olayda CHP'ye, CHP'nin program ve söylemine linç yapılmaktadır” hatırlattığı madde ne:
“Kapatılan köylerin belediyelere devredilen orta mallarına emanet muamelesi yapılacak, köylü bu malları yasa öncesinde olduğu gibi kullanmaya devam edecektir. Buralarda mülkiyet, kullanım hakkı ve şekli değişikliği yaratacak herhangi bir plan ve imar uygulaması yapılmayacaktır. Genel iktidar döneminde ise bu mallar yasa ile gerçek sahibine iade edilecektir”
KİM UYGULAYACAK?
Kim yazmış bu maddeyi Genel Merkez.
Kim uygulayacak: Partililer.
Uygulamazsa ne olur?
Parti disiplin kuraları işler. Gerektiğinde partiden ihraca kadar gider.
Peki, partiden ihraç edilmek kimi üzer?
Tabi ki bu partiyle gönül bağı, düşünce bağı, ideoloji bağı olan kimseleri.
Partiyle hiçbir gönül bağı, ideolojik bağı olmayan bir başkan, partinin programında yazanları ne kadar dikkate alır.
Ne kadar aldığını gördük. Takmadı bile.
Peki, bunu ona hatırlatacak güç var mı CHP’de?
Olmadığı ortada.
Adam ne İl Başkanı’nı ne de Büyükşehir Belediye Başkanı’nı takıyor.
Ali Engin ve Aziz Kocaoğlu, sadece kendi düşüncelerini söylemekle yetinebiliyorlar.
Parti hiyerarşisinin kendilerine verdiği yaptırım gücünün dışarıdan getirilen bir aday da yarar sağlamadığını onlar da görüyor.
Peki, Çiçek, disiplin kuralları işletilip partiden atılırsa çok mu üzülür?
Hiç zannetmiyorum.
Demek ki neymiş:
Bir partinin, görüşü, duruşu olmalı. Sadece seçim kazanmak kaygısıyla seni sonradan hiç takmayacak, “Al tımarını ver atımı” diyebilecek adaylarla yola çıkmamalı.
YORUMLAR