İzmir için bir takım projeler ortaya attığımızda altını doldurmadan bırakmıyoruz. Bu şehirde yaşayan bir çok insan, bu şehir için iyinin ve doğrunun ne olduğunu çok iyi biliyor. Hataları nokta atışı ile gösterebiliyor, tedavinin şeklini anlatabiliyor. Hal böyle olunca İzmir'i, Türkiye'nin en gelişmiş kentleri sıralamasında ilk sırada göreceğinizi sanıyorsunuz... Fakat hiç bir şey göründüğü gibi değil. Bilgili, şehri ile ilgili, dünya görüşü diğer şehirlere oranlar çok daha üstün insanların yaşadığı bu şehirde karar verici unsurlar, şehrin insanının ne istediğini, ne beklediğini öncelikler listesinde ilk sıraya almamış hiç bir zaman... Son 50 yılda beklentilerden çok uzak projeler, şehrin gelişimini olumsuz yönde etkilemiş, hatta son 10 yılda kentsel dönüşümden oldukça fazla pay alan Anadolu'nun orta büyüklükteki kentleri İzmir'i çoktan sollamış...
“Peki ne yapmalı?” ile başlayan onlarca yazı yazdığım halde sonuç alamamak benim gibi düşünen insanları üzdü. Bence bu şehrin derdine deva olabilecek tek proje yerel ve merkezi karar vericilerin aynı masaya oturabilmesi, İzmir için ortak projelere imza atabilmesi. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun arasında süregelen diyalog bu birlikteliği sağlamak adına tek şans. Bakın geçtiğimiz günlerde Bakan Yıldırım'ın bu ortak çalışmanın önemini İZBAN ile özetlemesi önemli. Yine Kocaoğlu'nun Ankara'daki bakan ziyaretlerinin ardından olumlu sinyaller vermesi, şehrin geleceği adına bizleri umutlandırıyor. Bence Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, İzmir için çok büyük bir şans. Türkiye'nin en fazla yatırım yapan isminin İzmir'den Milletvekili seçilmiş olması, bu barışın sağlanması halinde İzmir'in ihya olabileceğini ortaya koyuyor. Bence Kocaoğlu'nun “Ankara'da aylardır bekliyor” dediği projelerin seyrini değiştirebilecek tek isim Yıldırım. Zaten seçimler öncesi de bu tip serzenişlere son vermek adına canla başla çalışacaklarını dile getirmişti. Önümüzdeki 4-5 yılık dönemde Yıldırım ve Kocaoğlu ikilisinin şehrin kaderini değiştirebileceğini biliyorum ve umuyorum.
Gelelim bir diğer önemli konuya...
Türkiye'nin ikinci Havayolu Aktarım Merkezi'nin İzmir'de kurulması için bir takım girişimler var. Eğer kabul görür ve bu büyüklükte bir görevi ikinci havalimanı ile taçlandırırsak, şehrin en önemli düğümlerinden birini çözer ve diğer düğümlerin kendiliğinden çözülmesine olanak sağlarız.
İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) Kalkınma Kurulu Başkanı Kemal Çolakoğlu, projenin önemine değinirken şu sözlere yer vermiş:
“İstanbul'a, Antalya'ya, Kapadokya'ya gidecek turistler İzmir'e inerse iki gün de burada kalacaklar. Efes'i, Çeşme'yi, Kemeraltı'nı gezecekler... İzmir'deki OSB'leri görecekler, fuarları gezecekler.” Sözlerine harfiyen katılıyorum... Körfez geçiş projesi, İzmir-İstanbul Otoyolu, İzmir-Ankara Hızlı Treni, Çandarlı Limanı, yeni fuarımız, şehir içi ulaşım projeleri, Kemeraltı'nın, Basmane evlerinin yeniden düzenlenmesi, Agora ve Roma Tiyatrosu'nun gün yüzüne çıkarılması, yürüyen yollarla çıkılan Kadifekale'nin surlarının tamamen ayağa kaldırılması... Bunların hiçbiri hayal değil. Bu küçücük bir fitille ateşlenebilecek koca bir bomba. Bu şehrin potansiyeli inanılmaz derecede büyük. Ve inanıyorum ki şehrin dinamiklerinin ortaya attığı Havayolu Aktarım Merkezi, İzmir'in bütün yaralarına derman olabilir.
Haydi şimdi biri çıksın tüm bunların gerçek olabileceğini bizlere kanıtlasın... Yıldırım ve Kocaoğlu'nun ortak çalışması, İzmir'i Akdeniz'in gerçek bir yıldızı haline getirebilir.
Lütfen bu da İzmir'in kurduğu hayallerin atıldığı sandıklarda son bulmasın...
İyi haftalar...
YORUMLAR