CHP'de “İzmir bizim kalemiz” ve “Ceketimi koysam kazanırım” anlayışı önceki seçimlerde olduğu gibi 7 Haziran seçimleri öncesi de tam gaz kafalardaki yerini koruyor. İyi hatırlıyorum; Kemal Karataş döneminde İzmir basını CHP İl Yönetimi'nin baş tacıydı. Tacettin Bayır bu anlayışı elverdiğince sürdürdü. Allah var, Ali Engin de İzmir basını ile tek bir kavganın içerisinde olmamış hatta aleyhine yazılmış her türlü yazıyı dersler çıkararak görmezden gelmişti.
Açık söyleyeyim, ben Bedri Serter gibi bir İl Başkanı tanımadım. Burnu kaf dağında başkan, genel seçimler öncesi ne herhangi bir gazetenin kapısından içeri girmiş, ne de basınla ilişkilerini sıcak tutmayı başarabilmiştir. İzmir basını, tarihinin en kötü günlerini geçirdiği bugünlerde “şehrin umursamazlığı”ndan faydalanarak basını kapının ardında tutmaya çalışan Başkan, demokrasinin en önemli güçlerinden birini değil lehe kullanmak, resmen aleyhe çevirmiştir.
Sahip olabileceği en dürüst insanı Genel Başkan olarak belirleyen CHP'nin İzmir ayağı, kör topal yoluna devam ediyor. Kentte oluşan AK Parti karşıtlığından beslenen CHP İl Yönetimi, başarısız geçen bir yerel seçimin ardından 9+9 veya 10+10 gibi ütopik bir hedefle yola çıktı. Rakiplere hakaret niteliği de taşıyan bu hedef, Bedri Serter'in İzmir'e çantada keklik gibi baktığının bir göstergesidir.
Evet, tarihinin en önemli seçimlerinden birine çıkmış, Ulu Önderimiz Atatürk'ün emaneti CHP'de İzmir koordinasyonunu sağlamayı başaramayan Bedri Serter'i alkışlıyoruz.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun İzmir adaylığını açıklayacağı toplantıyı erteleyen, üstüne Aziz Kocaoğlu'ndan azar işiten Bedri Serter'i alkışlıyoruz.
Kılıçdaroğlu'nun aldığı bu sürpriz kararı hemen bir gazeteciye yumurtlayan Bedri Serter'i alkışlıyoruz.
Dakika 1, gol 1. Bu olayın üzerine hem Kocaoğlu'ndan hem de Kılıçdaroğlu'ndan zılgıtı yiyen Bedri Serter'i alkışlıyoruz.
Atandıktan sonra kendine yeni yönetim bulamayıp, Ali Engin'in yönetimi ile yola devam kararı alan fakat onlardan da veto yiyen Bedri Serter'i alkışlıyoruz.
Ve yine atandıktan sonra Genel Merkezce yazılan atama yazısına rağmen yönetimin tepkisinden korkarak koltuğuna oturamayan Serter'in CHP'ye nasıl seçim kazandıracağını düşünerek alkışlıyoruz.
Genel Başkanları Kemal Kılıçdaroğlu'nun bulunduğu 2. bölgenin bazı ilçelerinde seçim merkezi açmayı unutan Bedri Serter'i alkışlıyoruz.
Seçimde güçlü isimlerin yarattığı rüzgâr ile yelkenlerini dolduran ve 8 Haziran sabahı “atanmış” bir başkan olarak karşımıza sünmüş yelkenlerle çıkacak olan Bedri Serter'i alkışlıyoruz.
Aziz Kocaoğlu omuzlarında ancak ayakta durabilen il yönetimine sözde başkanlık eden Bedri Serter'i alkışlıyoruz.
Ulusal basının reklama boğulduğu bir dönemde, yerel basına üvey evlat muamelesi yapan Bedri Serter'i alkışlıyoruz.
Basın İlan Kurumu kanunlarının gösterdiği rakamların çok çok altında bir fiyatla ve bir tek ilanla koca bir seçim dönemini geçiştirmeye çalışan Bedri Serter'i hakaret niteliği taşıyan bu “sus payı” nedeniyle alkışlıyoruz.
Siyasete, ticaret gibi yön vermeye çalışan, birçok anlamda maddiyatı CHP'lilik refleksinden önde tutan Bedri Serter'i alkışlıyoruz.
Partisinin Milletvekili Mustafa Moroğlu'nun “O bir hataydı” cümlesiyle özetlediği Bedri Serter'i alkışlıyoruz.
Tarihin her döneminde adı demokrasi ile anılan koca bir partinin İzmir yönetiminde oluşan çatlak sesler, Başkan'ın atanmışlık sendromunu üzerinden atamaması, üstüne üstlük partinin en önemli isimlerinden Kocaoğlu ve ekibiyle yaşadığı sorunlarla il örgütünü genel seçimlere sokmaya çalışan Bedri Serter, 8 Haziran sabahı partisine teşekkür edip istifasını Genel Merkez'e sunmalıdır. CHP'nin 8 Haziran sabahı yaşayacağı hiçbir başarı sonrası Bedri Serter ödüllendirilemeyeceği gibi, başarısızlığın tek sorumlusu bizzat kendisidir.
Kendisine verilen bu çok önemli sorumluluğun ağırlığını kaldıramayan ve kendi yükünü, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığı üzerine bırakan Bedri Serter'in Yenigün Gazetesi'ne reva gördüğü 3 kuruş ile çıkarmaya çalıştığı reklamı biz CHP'ye ve Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na olan saygımızdan ötürü ücretsiz olarak yayınlıyoruz.
Biz Bedri Serter'den önce de bilirdik CHP'yi...
Bugün bu gazete Bedri Serter'in cep harçlığı ile yürümediği gibi yarın da lütfettiği paralarla zengin olmayacaktır.
Bu yüzden tepkimiz yerel basını aşağılamaya çalışan atanmış Bedri Serter'edir. Yenigün, tüm partilerin olduğu gibi Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün partisi CHP ve onun yönetim kadrolarının genel seçimlerde başarılı olmasını ister.
Ve buradan çok net bir şekilde duyurur ki;
Bizim için “atanmış!” Bedri Serter yoktur. Bundan sonra Bedri Serter o koltukta oturduğu sürece muhatabımız CHP İl Yönetimi değil, CHP Genel Merkezi'dir.
YORUMLAR