Dün itibariyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, uzun süredir devam eden siyasi başarısını Cumhurbaşkanlığı ile taçlandırdı. Daha yarış başlamadan sonucun ne olacağı belliydi zaten. Defalarca kez tekrarladık, çünkü CHP'nin MHP ile ortak olup gösterdiği adayın alacağı oy oranı netti. 8 defadır seçim kaybeden Kılıçdaroğlu'nun elde edeceği başarı da netti. CHP'nin 6 okunun dayandığı ilkelere rağmen aday belirleyen parti yönetimi, parti tabanına karşı ciddi bir suç işlemiştir. Son genel ve yerel seçimlerde halkın ne istediğinden çok kendilerinin ne istediklerine bakan CHP yönetimi bu antidemokratik tavrı cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de gösterip demokrasi kavgası halindeki Türkiye'ye en büyük yarayı açmıştır. Cumhurbaşkanı, milletvekili ve belediye başkanları halk tarafından seçiliyorken bu isimlerin parti yönetimi tarafından aday gösterilmesi CHP'nin konumuna uygun düşmemiştir.
Bu seçim sonucu gösterdi ki;
-CHP bu kafayla seçimlere hazırlanırsa, Cumhurbaşkanı olmuş bir Erdoğan, değil 2023 hedefini 2071'i bile rahatlıkla gerçekleştirir.
-Son yenilgiyle birlikte CHP daha uzun yıllar boyunca ana muhalefette kalmayı başaramaz. Halk başarısızlığın notunu vermekte gecikmeyecektir.
-Bugün itibariyle başta İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler olmak üzere CHP'de gözden düştüğü iddia edilen isimler önümüzdeki günlerde kurultaya gitmesi beklenen CHP'de en şanslı isimlerdir.
-CHP'de Deniz Baykal'a yakın duran tüm isimlerin önümüzdeki genel seçimde milletvekillikleri cepte.
-Şu açık ki önümüzdeki kurultayda çok uzun bir sürenin ardından Kılıçdaroğlu “dinleyen” konumda duracak. Güç Deniz Baykal'ın etrafında toplanacak. Tüm senaryolara rağmen Kılıçdaroğlu'ndan bir istifa kararı bekliyorum.
-Tüm Türkiye'de net olarak görüleceği gibi CHP hem İzmir Milletvekilleri'nin adaylıklarında hem de İzmir İl Başkanlığı'nda çok ciddi bir değişikliği artık düşünecektir.
-Sadece Türkiye'nin kıyı şeridi ile sınırlı kalan CHP, yeni bir muhalefete ne denli gereksinim duyulduğunu bir kez daha kanıtladı. CHP köklü bir değişim yaşamazsa yeni bir partinin Türk siyasi hayatına katılacağı kesin gibi.
Bunların dünkü cumhurbaşkanlığı seçiminin CHP'de yaratabileceği olası sonuçlar. MHP'de herhangi bir hareketlilik beklemiyorum. Aslında CHP'deki hareketliliğin de ne kadar yüksek olacağı parti içi muhalefetin çalışmaları ile doğru orantılı.
Bağlayacak olursak;
CHP, gelinen noktada halkın isteklerine talep veremeyen bir yönetime sahip olduğunu kanıtladı. Oylar bugün olduğundan daha yukarı hiçbir zaman çıkmayacaktır. Bilakis düşüş başlamıştır. Acilen yapılacak bir yönetim değişikliği, bir taze kan CHP'yi bugün durduğu bantta ancak tutar. Önümüzde genel seçimler var. CHP'nin Kılıçdaroğlu ile o seçimleri karşılaması imkânsız gibi. Deniz Baykal ile de devam etmenin partiye bir artı sağlamayacağı düşüncesindeyim. CHP artık Kılıçdaroğlu-Baykal yörüngesini terk etmeli… Her ne kadar İzmir'de 30'da 30 çıkarmayı başarmış olsalar da konuşulanlar ortada. Bu çok ciddi bir uyarıdır... Bugünden itibaren halka sorulmayacak bir belediye başkanı adayı, örgütten uzak bir yönetim ve önseçimsiz herhangi bir sandık CHP'li seçmen tarafından kabul görmeyecektir.
CHP ya değişir ya da değişir.
YORUMLAR