Yerel seçimlerde aday adayı belirleme sürecinde yaşananlarla cumhurbaşkanlığı seçiminde partinin tabanına çok zıt bir aday belirleme gayreti, şüphesiz CHP'lileri söz konusu parti yönetimi olunca dikkatli adım atmaya itti. İzmir'de 6 ilçe kaybı ile cumhurbaşkanlığı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan'a açık ara mağlup olmak haklı olan tarafın yönetim değil üyeler olduğunu açık açık ortaya koyuyor. CHP yanlış seçimlerini kabul etmeye dursun 2015 genel seçimleri geldi çattı bile.
Geçmiş seçimlerden Kılıçdaroğlu yönetimindeki partinin pek de başarılı olmadığını görenler 2015 seçimlerini partinin aleyhine yorumlayacaktır. Doğrusu da o. Her ne kadar AK Parti'deki Genel Başkan değişikliği CHP lehine gözükse de bu oransal olarak seçimi çok fazla etkilemeyecektir.
Önümüzdeki genel seçimlerin iki belirleyici unsuru olacaktır.
Bu ne ekonomideki durgunluk, ne dış politikadaki sallantılar ne de AK Parti'nin hatalı olduğu iddia edilen politikaları...
Bunların hiçbiri CHP'ye oy olarak geri dönmeyecektir.
Son darbenin ardından siyasi tarihimize bir leke bırakan yüzde 10 seçim barajı düşerse CHP için koalisyon ortaklığından söz edebilmek mümkün. Türkiye'de herkes kazanan ata oynar. Barajın düşmesi halk arasında galibin değişebileceği şeklinde yorumlanacağından CHP'nin şansı artacaktır.
Fakat barajın 2015 seçimleri için kalkması çok uzak bir ihtimal.
Gelin bir olasılığı daha yüksek olan ön seçimden bahsedelim.
Demokrasiyi söylemlerinin en tepesine yerleştiren CHP Yönetimi, ön seçim konusunda çok büyük bir adım attı. Geçtiğimiz hafta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İzmir ziyaretinde bulundum. ESİAD'daki yemekte işadamları ve gazetecilerle bir araya gelen Kılıçdaroğlu, gazetemiz Yazı işleri Müdürü Deniz Kezer'in “Ön seçim üye ile mi yapılacak yoksa delege ile mi?” sorusuna “Üye” cevabını verdiğinde parti içerisinde ciddi bir hareketlenme oldu. Aynı hafta içerisinde partinin Genel Sekreteri Gürsel Tekin gazetemizi ziyaret etti. Bu defa sorumuz üye ile ön seçimin yargı gözetiminde yapılıp yapılmayacağıydı. Cevap bence hem demokrasinin hem de CHP'lilerin galibiyetiydi. Sonuç olarak CHP, genel seçimler öncesi üye ile ön seçim yapacak, üye ile yapılacak ön seçim de yargı denetiminde olacak.
İşte burada yeni bir sorun başgöstedi.
CHP tüzüğü Genel Başkanı'na seçimlerde yüzde 15 kontenjan hakkı tanıyor. Fakat siyasal partiler kanunu aynı genel başkanlara o partide ön seçim yapılacaksa yüzde 5 kontenjan hakkı veriyor. Şimdi gelin de işin içinden çıkın. CHP'liler bu uygulamadan rahatsız. Diyeceksiniz ki “Yüzde 85'i zaten ellerinde, neden daha fazlası için diretiyorlar?” İşte sıkıntıda burada başlıyor. İddia, CHP'nin yüzde 15 kontenjan kullandığında yasaları çiğneyeceği yönünde.
Bence burada Genel Başkan bizzat devreye girmeli. Yasal bir sorun ortaya çıkarmaktansa tıpkı kanunun emrettiği gibi yüzde 5 kontenjan kullanmayı tercih etmeli.
Gelinen noktada, CHP çok önemli bir demokrasi sınavı veriyor. Fakat kimse tüzük ile çatışan kanunun ortaya çıkarabileceği yasal engelleri aşma gayretinde bulunmuyor.
Söz konusu CHP olunca sanırım ön seçim gününü beklememiz gerekecek.
Unutmadan, Yenigün'ün ısrarlı takibi sonrası ortaya çıkan yargı denetiminde üyelerle ön seçim tablosu aday adayı sayısında patlamaya neden oldu. Rakam PM seçimlerinde aday olanların sayısını geçerse şaşırmayın derim.
YORUMLAR