Ortada bir bilgi kirliliği olduğu kesin. Tamam İzmir'in mallarının bir kısmının Hazine'ye verildiğine dair bir şüphe yok. Fakat Vali Toprak'ın bugün gazetemize de açıkladığı gibi Özel İdare mallarının yüzde 99'u ilçe belediyelerine verildi. Peki İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun Özel İdare malları ile ilgili açıklama yaparken arada sürekli ilçe belediyelerine de değinmesinin altında ne yatıyor?
Hatırlıyorsanız, CHP'li Bayındır Belediyesi'nin Özel İdare mallarının tamamını üzerine aldığını yazan ilk gazete bizdik. Sonrasında da Vali Toprak'ın yine Yenigün'e açıkladığı rakamlar var. Yüzde 99 gibi ciddi bir orandan söz ediliyor.
Bu rakam ortadayken ilçe belediyelerinin Valilik'ten ne alacağı kalmış olabilir?
Kimi ilçe belediye başkanları neye dayanarak Valilik aleyhine dava açıyor?
Kocaoğlu, “İlçe belediyeleri malları alamadı” derken neyi kastediyor?
Bunlar şuan için bir sır. Konuşulması, kamuoyuyla paylaşılması gereken bir sır.
Bence Kocaoğlu'nun üzerinde iddia sahibi olduğu Özel İdare'nin direkt paraya çevrilebilecek olan malları. Ne bunlar? Oteller, araziler, konutlar, tapular...
Vali Bey'in açıklamalarından anlayacağımız ilçeler, kamyon, iş makinesi, şantiye gibi alanların devrini gerçekleştirmiş durumda. Aksi bir durum söz konusu olmadıkça, ilçe belediyelerinin başkanları “Almadık” diye açıklama yapmadığı sürece durum bu...
Başkan'ın neden 11 Ekim'de yapacağı yürüyüşü ertelediğine dair bir fikrim yok. Özel İdare mallarını almak adına yürüyecek olan İzmirlilerin bu yürüyüşten vazgeçmesi için olumlu birşeylerin olması, Hazine'ye devreden malların Büyükşehir defterine geçilmesi gerekirdi. Başkan Kocaoğlu yürüyüşten dava nedeniyle vazgeçtiklerini söylemişti. Ama yürüyüş kararı alırken de davayı açmış bulunmaktaydılar. İlgi çekici bir nokta...
Bu çekişmenin kısa sürmesini ve İzmir'in kaybetmeyeceği şekilde sonuçlanmasını diliyorum.
Kruvaziyer turizmi
Bu konuda sanırım 2014 pek de parlak geçmedi. Fakat defalarca kez İzmir'de turiste gösterebileceğimiz enstrümanlara ihtiyacamız olduğunu yazmıştım. Hiç mi yok? Var tabi ki. Ama en değerli varlığımız olan Kemeraltı'na dahi turisti çekebilecek bir planlamamız yok. Adamlar gemiden inip Kordon'un beton yığınları arasında ezilmiş 2-3 tane Rum evi ile, İkiçeşmelik'in hengamesinde kaybolmuş Agora'yı görmek istemiyor. Bizler birşeyler yapmadığımız sürece İzmir'in merkezinde turizm 2015 yılında daha da zor duruma düşecek. Alaçatı başta olmak üzere turist, sahil kesimlerinde güneş-kum-deniz üçgeninde İzmir'i tanımlamayı sürdürecek. Ben inanıyorum ki, planlanması ve tanımlanması halinde İzmir'in turiste gösterebileceği bir dolu zenginliği var.
İyi haftalar...
YORUMLAR