Van Depremi'nin hemen ardından gündeme gelen kentsel dönüşüm İzmir'de, Ege Mahallesi'nin dönüşümü sonrası konuşulmaya başladı. Daha yeni yeni İzmir'in gündemine giren konu aslında canımı oldukça sıkıyor. İzmir gibi bir kentte, gerek nüfus gerekse ekonomi bakımından çok etkili olmayan şehirlerin insanlarının gecekonduları göstererek eleştirilerde bulunması beni bir hayli üzdü. Daha önce EXPO ziyaretleri sırasında yabancı heyetlerin dikkatini çeken Gürçeşme, Ballıkuyu ve Kadifekale'de İzmir Büyükşehir belediyesi'nin yaptığı kısmi iyileştirmeler yetersiz. Kadifekale'nin diğer yüzü, Yamanlar, Eskiizmir ve Bayraklı hala yardım çığlıkları saçıyor.

Kentin göbeğindeki bir yer olan ve acil dönüşüme ihtiyaç duyan Ege Mahallesi için yapılacaklar gerçekten alkışlanacak cinsten. Fakat alabildiğine yetersiz. İzmir sadece Ege Mahallesi'den ibaret bir gecekondu sorunu yaşamıyor. Öncelikli bir çok ilçesi var. Ve bu hızla o yerleri dönüştürebilmek mümkün değil. Tamam İzmir'e TOKİ girmesin. Peki ne yapmalı? Bütün bu dönüşümlerin hepsini İzmir Büyükşehir Belediyesi mi yapacak? Yetiştirmesi imkansız ötesi. Buna ne gücü ne de zamanı var. Sonra, ulaşım gibi ciddi problemleri olan bir kentiz. Kimse bu kalemleri gözardı ederek tüm Büyükşehir varlığını kentsel dönüşümde harcama hakkına da sahip değil. Bugün itibariyle Büyükehir'in yapması gereken kendisinin görantör olması şartıyla İzmir'de dönüşümü özel şirketler vasıtasıyla sağlamak. Dönüşümde kendisinin patron olduğunu göstererek ilgili yasadan gerktiğince yararlanmak.

Bakın geç kalıyoruz. Bu halde artık değil EXPO yeniden bir universiade bile yapmamız mümkün değil. Hala stadı konuşuyoruz. Yollarımızı, ulaşımı konuşuyoruz. Dönüşümü konuşuyoruz. Fakat diğer şehirler bunların hepsini aştı. İnsanlar niye gecekonduda oturuyorum sorusunu sormuyor kendilerine. Sağlıklı ve insani standartlara sahip konutlar İzmirlilerin de hakkı. Bu konu hakkında gerekenin derhal yapılması gerek. Kaplumbağa hızı ile İzmir'de dönüşümü tamamlayamayız. Gerekirse bir kentsel dönmüşüm müdürlüğü gerekirse başka bir şey İzmir derhal bu bakımsız, virane halinden kurtulacak adımlar atmalı.

Ulaşım geriyor

ESHOT'un ulaşımda yeni projesi dün hayata geçti. Vatandaşlar sıkıntılarını dile getiriyor. Tek vesait önemi bitti. 90 dakika sisteminin bir çok hatta yoğun günlerde pek işe yaramayacağını sanıyorum. Peki neydi bunu gerekli kılan? Yaklaşık 10 yıldır Alsancak Garı önündeki trafiğin yeraltına alınmasını yazıp çiziyorum. Birkaç kurum da benimle aynı görüşte. Buradaki keşmekeşin tek sorumlusu trafik akışının tek şeride düştüğü yolda oluşan yoğunluk. Belki Aziz Bey buradaki trafik yükünü aldıktan sonra (ESHOT projesiyle) buranın yeraltına alınması için harekete geçecektir. Fakat bunu taşıyabilecek bir metro veya İZBAN hattımızın olduğuna inanmıyorum. Toplu ulaşımın demir tekerleklerle yapılması için tren altyapısına daha fazla önem vermeliydik. Şimdi çıkıp “var” diyecekler. Var olan ne biliyor musunuz? Hala açılmayan Üçkuyular durağı. Belli alışkanlıklara sahip insanlara “Bundan böyle 3 vesait ile işe gideceksiniz” derseniz sıkıntı yaşarsınız. Aslında tüm bu sıkıntılar İzmir'in bomboş olduğu bir günde meydana geldi. ESHOT'un yeni projesinin ilk ciddi sınavı bugün.

Bakın görün trafik nasıl sıkışıyor, insanlan nasıl işyerlerine geç kalıyor.

İyi haftalar...