Ülkenin genel durumundan biri olacak ki insanların, ruhi bunalımlarını sokağa yansıtmaya başlaması çok kabul görür bir tepki biçimi haline geldi. Dün size İzmir'de yaşanan saldırılardan bahsetmiştim. Kendini bilmez eşkıyaların hareket halindeki otobüste, şoföre nasıl saldırdığını, olası bir kazanın yolcular tarafından nasıl engellendiğini duymayanımız kalmadı.
Yasal bir takım önlemler beklerken, konuya çözüm İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'ndan geldi. Geçtiğimiz akşam Büyükşehir Meclisi'nde dile gelen konu için Kocaoğlu otobüs şoförleri için kabin yapacaklarını söylemiş. Doğru bir tercih. Zaten zarar ettiği söylenen bir kurum için maddi külfeti uçuracak herhangi bir projenin altına imza atmasını beklemedik Sayın Kocaoğlu'ndan.
Bakın bu olay bugün gündeme gelmiş olabilir ama bu İzmir'de veya Türkiye'nin herhangi bir noktasında toplu taşıma araçlarının şoförlerinin yaşadığı sorunlardan biri. Çözüm noktasında Kocaoğlu'nun sözleri çok önemli.
Ne dedi Başkan...
“Üç gün içinde 3 şoförümüz darp edildi. Saldırganları şiddetle kınıyoruz. Otobüs şoförlerimiz toplu ulaşım görevini yapıyor. Her gün 1 milyon 200 bin civarında yurttaşımızı evine, işine, okuluna taşıyorlar. Yani kamu görevi görüyorlar. Bütün hemşerilerimizden, kendilerine hizmet etmekten başka bir amacı olmayan şoför arkadaşlarımıza sahip çıkmalarını diliyorum. Herkesi bu konuda duyarlı olmaya çağırıyorum. Biz gerekli tedbirleri alıyoruz. Otobüs içerisine koyduğumuz kameraları yaygınlaştıracağız. Şoförlerimiz için bir güvenlik kabini yapmak için de çalışmaları başlattık.”
Sanırım kısa sürede hayata geçirilebilecek bir proje.
Darısı taksilerin başına diyeceğim ama bu konuda zaten taksi esnafının atmayı düşündüğü bir adım var.
İzmir Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Celil Anık “Bize büyük araba verilirse tabi ki güvenlik kabini sistemine geçmek isteriz ancak şu an kullanılan araçların içerisine kabin koyamazsınız. Mevcut araçlara güvenlik kabini koyulursa ne şoför kıpırdayabilir ne de yolcu binebilir. Diyelim ki büyük arabayı aldık, bunun ÖTV'sinde indirim yapılmazsa, yakıtında indirim olmazsa, ben kilometre ile bugünkü araçla 30 kuruş yakarken 60 kuruş yakarsam bu işi yapmamız mümkün olmaz. Taksimetreye zam yapsak müşteri bulmamız mümkün değil” sözleriyle konuya açıklık getirmiş.
İşte bu noktada taksicilere de istediklerini verebilmeliyiz. Güvenli bir ulaşım sağlamaları noktasında en azından bir defaya mahsus taksicilerden yeni araçlar için ÖTV istenmeyebilir. Veya uygun bir oran yakalanabilir. Bu konuda hükümetin bir adım atması gerekiyor. Umarım İzmir'den yükselen bu ses Ankara'da karşılığını bulur. Hem İzmir modern taksilerle yolculuk eder hem de taksici güvenli ticaret yapar.
YORUMLAR