Kentin bütününü ele geçirmiş sorunlar yumağının çözümü sanırım gitgide zorlaşıyor.
İster hükümet-muhalefet kavgası deyin, isterseniz başkanların basiretsizliği. İster istemezükçülerin yargı yolu ile kentin önünü tıkaması deyin, ister işadamlarının yatırımdan kaçması. İzmir'de sorunların çözümü noktasında artık ne atılacak adımlar belli ne de o adımların başarılı olup olmayacağı.
Tarihi yapılardan yoksun ve tarihe saygı duymayan bir kentin içinde yaşıyoruz hepimiz.
Mesela İnciraltı sorunu oracıkta duruyor.
Kentsel dönüşümde atılmış tek bir temel yok.
Meydanımız yok.
Temiz Körfez hala hayal.
Kıyılarımız ile ilgili düzenlemeler henüz başlamış değil.
Soğuklar başladı, yıl 2014 hala temiz hava problemimiz var.
Depreme hazır değiliz.
Ulaşım sorunu yaşıyoruz.
Arabalarımızı park edecek yer bulamıyoruz.
Plansız büyüyoruz.
Yatırım fakiriyiz. İşadamları tek tek kaçıyor. Var olan firmalar şuan İstanbul'da merkezlerini kurmuş durumda.
Tüm bunların en başında Basmane Meydanı'nda belki daha orada 100 yıl kalacak bir çukurumuz var.
Bunun gibi onlarca eksik ve kusur ciddi tahribatların da önünü açıyor.
Sorunlar gitgide büyürken çözüm için atılacak adımlar o hızda küçülüyor.
Sanki kandırılıyormuşuz gibi. Son 20 yılda Türkiye, İzmir'den çok daha hızlı büyüyen, çok daha modern onlarca şehir yarattı.
Peki, biz neredeyiz?
Türkiye'nin en modern şehri değiliz, turizm şehri değiliz, üniversite şehri değiliz, sanayi şehri hiç değiliz. Altyapısını tamamlamış bir şehir değiliz, estetik bir şehir değiliz, depreme hazır değiliz, dolayısıyla sağlam bir şehir hiç değiliz.
Türkiye'de İzmir'in gelişimine engel her türlü unsurun kent üzerindeki baskısı kalmadığı müddetçe “en”ler listesinin hep son sıralarında yer alacağımız kesin. Türkiye'nin en batısında en az Güneydoğu'daki belediye başkanları kadar yatırım almamaktan yakınır konuma geldik.
Stat mı yaptık, liman mı büyüttük, insanları gecekondudan mı kurtardık?
Hiçbiri...
İzmir'i bu sorunlarla boğuşmak zorunda bırakanların derhal bu “tarzlarından” vazgeçmesi, geçirilmesi gerekiyor.
Zira ne sabrımız kaldı, ne de kendimizi isyan etmekten vazgeçirecek kadar gücümüz.
***
Cumhuriyetimizin kurucusu Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün engin fikirlerinin bugüne saçtığı ışıklarla tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım’ını kutluyor mesleki sıkıntılarının en kısa zamanda çözüm bulmasını diliyorum.
YORUMLAR