Defalarca yazdım. Sanırım Basmane evleri, Kemeraltı, Kadifekale ve Karataş ile Alsancak'ın cumbalı Rum evleri konusunda bir kamuoyu algısı yaratmış durumdayım. Taleplerim belli, ne bir belediye bütçesini sarsacak ne de Kültür Turizm Bakanlığı'na yük olacak hiçbir şey istemedim. Tek istediğim İzmir'in kendiliğinden oluşmuş bu değerlerine sahip çıkabilmek, en azından kalanlarını tekrar ayağa kaldırabilmekti. Sanırım Konak'ın bu konularda benim gibi düşünen, benim gibi hissedebilen bir başkanı var.
Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş incelik göstermiş, dün gazetemizi ziyaret etti. Damlacık'tan, Basmane evlerine kadar birçok şeyi konuştuk. Haber yapmaktansa, ısrarla peşinde koştuğum İzmir'in tarihi bakımdan en zengin bölgesi olan Konak hakkında Sema Başkan'ın projelerini, hayallerini biraz da olsa vücuda büründürebilmek amacıyla bir köşe yazısı yazayım dedim.
Başkan bu konuda oldukça ısrarlı. Türkiye'de belki hiçbir kente nasip olmayacak kadar muhteşem evlerle süslü Basmane önümüzdeki günlerde terkedilmişliğinden, yalnızlığından kurtulacak gibi. Başkan'ın bir takım projeleri var. Sanırım kendisi de, önüne gerilmiş demirlerle yıkılacağı günü bekleyen tarihi binaların durumundan rahatsız. Biliyorsunuz Damlacık konusunda da ciddi çalışmaları vardı. Henüz yolun başındaki Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş'a, artık en küçük sokağını bile tanıdığım Basmane hakkında birkaç ipucu vermek istiyorum.
Birincisi ve en önemlisi bölgedeki evlerin ya Konak Belediyesince, ya da belediyenin oluşturacağı bir kaynak veya bulacağı bir sponsor ile baştan aşağıya restorasyonu sağlanmalı.
Bölgede moral bozan en önemli olumsuzluk evlerin önüne gerilen demir korkuluklar. Bu da öncelik verilecek konulardan biri. Bunun yerine o binayı ayakta tutabilecek, gerekli izinler alınmadan önce o binanın tehlike saçmasına engelleyecek çalışmaların altına imza atılmalı.
Bir diğeri yapılar asla tek tek ele alınmamalı. Basmane evleri bir bütün olarak ele alınmalı ve bu şekilde yenilenmeli.
Zor kullanma, kamulaştırma gibi vatandaşı yoracak ve üzecek çalışmalardan kaçınmalı.
Ve son olarak Basmane'de yapılacak bir yenileme çalışması öncesi projenin adını koymalı. Burası mahalle olarak mı yaşayacak, otel bölgesi mi olacak (ki tasvip etmem) müzeler semti mi, film platosu mu? Buna öncelikle karar verilmeli ve proje bu şekilde yürütülmeli.
Sema Başkan'da hukukçu kimliğinden ötürü bu cesareti fazlasıyla gördüm. Başkan'ın SİT'i aşacak yüreği de, bürokratik engelleri kaldıracak kudreti de var.
Umarım Basmane ile ilgili düşünceleri bir an önce hayata geçer ve İzmir'in tarihi bakımdan en zengin ilçesi tarihi eserlere saygı konusunda tüm ilçe belediyelerine örnek olur.
Unutmamalı, tek tük evlerin dahi restorasyonu için bile dünyaları ayağa kaldıran, övünen, iyi iş çıkardığını her ortamda dile getiren insanlar, başkanlar, bürokratlar var bu ülkede. Ama hiçbirinin elinde Basmane gibi bir cevher yok. Gecekonduya asfalt götüren, 3 ayda bir kaldırım değiştiren, şehrin göbeğinde çukur bıraktıran başkanları dahi pohpohlayan, birbirinden değerli (efsane, dev, müthiş gibi) ifadelerle anan biz İzmirliler, kente tarihini hediye etmiş Sema Pekdaş'ı unutulmazlar listesinin en başına koyar.
YORUMLAR