Yıllar önce Antalya'yı merkez kabul ederek Akdeniz çevresinde önemli tahsislerle turizmi geliştirme çalışması içerisine giren devletin yetkili kurumlarının o günkü hatalarını bugün dahi telafi edebilmiş değiliz. Antalya'nın, Türkiye'nin en önemli turizm kenti haline gelmesi ile o gün yapılan hataların üzeri örtülmüş. Fakat Avrupa'nın birçok önemli ülkesindeki ‘5 yıldızlı otellerin’ toplam sayısından bile fazla 5 yıldızlı otele sahip olan Antalya'nın atıl durumda bırakılmış veya satılık olan lüks otelleri turizmde yapılan hataları gözler önüne seriyor. İşin önemli kısmı sayısı tahmin dahi edilemeyen atıl otellerin dışında 100'ün üzerinde 5 yıldızlı otel satılık durumda Antalya'da. Peki neden? Kim işleyen, para kazandıran bir oteli satışa çıkarır ki? İşte can alıcı noktada burası. İşletmeler yabancı turiste uygulanan düşük ücretler nedeniyle zarar ile kar arasındaki ince çizgi arasında sıkışıp kalmış durumda. Fiyatı 10 milyon Euro ile 155 milyon Euro arasında değişen oteller Antalya'ya verilen tahsisler ile temelleri atılmış, paha biçilemeyecek eşsiz güzellikteki kumsallar üzerine kurulu. Kemer, Kaş, Alanya, Belek ve Side gibi önemli turizm destinasyonları içerisinde yer alan otellerin plaj uzunlukları bile Avrupa'daki rakiplerinin kat kat üzerinde. Gelin bir örnek ile pekiştirelim. İçerisinde 60 dükkanı olan da var, 10 kaydıraklı su parkı olan da. Kapalı otoparkların alacağı araç sayısı AVM'lerinkinden büyük. Bir otel, kongre salonu büyüklüğü ile İzmir'in önüne geçmiş. Saunaları, hamamları, pastaneleri, dinlenme salonları, havuzları ile bir şehir büyüklüğünde. Açık ve kapalı havuzları fitness centerleri, kral daireleri göz kamaştırıyor. 400'ün üzerinde suiti mevcut.
Ayrıca 850 odalı, golf sahalı 5 yıldızlı tatil köyleri de var.
Peki, böylesine bir ihtişama sahip, Avrupalı turistin bakışlarını üzerinde toplayabilecek tüm lüks materyallere sahip bir veya birçok otelin neden satıldığını biliyor musunuz?
200'ün üzerinde 5 yıldızlı oteli vücudunda barındıran Antalya'da turizm rekabete boyun eğmiş durumda. Seçenek çok fazla olunca işletme sahipleri verebildiğinin en fazlasını, en az fiyata vermeye çalışıyor. Hal böyle olunca düşük tutulan fiyatlar, kar amacı güden bu kurumları doyurmuyor. Sonuç “satılık ilanlarında” gördüğünüz gibi. Antalya'da bugün turizmcinin yüzü pek gülüyor diyemeyiz. İşte son yıllarda şişirilen ve Alaçatı'da butik taş binalarla doldurulan Çeşme'nin geleceği de bu yönde Antalya'ya benzemeye başladı. Ünlülerin akının değerlendirmek için çabalayan girişimciler beach clublarla başlayan yolculuklarına otel satın alarak devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Çeşme'de yaptığı yer tahsislerinden sonra girişimcinin iştahı iyiden iyiye kabarmaya başladı. Sis perdesi biraz daha aralandı. Turizmcinin tüm dikkatlerini burada toplayan tahsisin bugün itibariyle Çeşme'ye gerekli olduğu ortada. Yeterli sayıda 5 yıldızlı tesisi yok Çeşme'nin. Doğal olarak turist sayısı da az. Ama dev uyandırıldı. Çeşme önümüzdeki yıl dahi bu yıldan farklı olacak. Asıl düşünmemiz gereken Çeşme'nin daha başka tahsisler veya satışlar sonrası alacağı durum. Bir Antalya olmamalı Çeşme. Satılık otelle, kaba inşaatta kalmış tesislerle dolmamalı. Antalya çekip çekebileceği turisti almış durumda. Daha fazla insanın Türkiye'yi hatta İzmir'i tercih edebilmesi için çok daha farklı turizm çeşitlerine yönelmeli diyorum. Çeşme, dünya üzerinde görebileceğim en güzel denize ve en güzel plajlara sahip bir yer. Birçok ülke gezdim fakat Çeşme'nin denizinin berraklığına yaklaşabilecek kadar güzel bir denize sahip olanını görmedim. İşte bu çok iyi değerlendirilmeli. Deniz turizmi yapmayalım demiyorum. Söylemek istediğim, altı boş bir şekilde büyüyen Antalya gibi olmayalım. Termali iyi kullanalım. Sağlık turizmini iyi kullanalım. Çeşme'nin hak ettiği konum onlarca, yüzlerce 5 yıldızlı otel inşa edilerek gerçekleştirilemez. Cennet gibi plajların üzerine kaba kaba betonerme binalar dikerek Çeşme'yi turizm cenneti haline getiremeyiz. Antalya'dan rol çalmanın icabı yok. Çalıyorken bile Çeşme'de sadece 6 ay turizm yapabiliyoruz. Turizmin sadece denizden ve güneşten ibaret olmadığını bilmeliyiz. Çeşme'nin denizi ve güneşi, termal turizmin destekleyicisi olarak düşünülmeli. Böylesine muhteşem bir doğayı küçük Antalya olmaya özenerek, Bodrum'u kopyalayarak yok etmeye kimsenin hakkı yok.
YORUMLAR