Diren İşçi Kardeşim !
Pelin Uğur

Pelin Uğur

Diren İşçi Kardeşim !

01 Mayıs 2017 - 19:18

1 Mayıs'ın tarihi İlk kez Avusturalya’lı işçilerin 1856 yılında, örgütlenerek mesai çalışma saatlerinin sekiz saat olması direnişi yolunda gösteriler, eğlenceler yapmak üzere bir gün için, işe ara vermeleriyle gelişir. Bakarlarki bu bir arada olmak, bir olmak kitleleri etkiliyor, her yıl tekrar edilmesine karar verilir. Avusturalya’nın ardından, Amerika’da 1986 yılının 1 Mayıs’ın da işe bir gün ara vermeye karar verirler. Ardından Avrupa’da işçi hareketleri güçlenir ve 1889’da toplanan uluslar arası işçiler kongresi gerçekleşir. 400 delegenin katıldığı bu kongrede sekiz saat çalışma saatinin en önemli madde olarak görüşülmesinin gerekliliği kesinleşir.

1977 yılı 1 Mayıs’ı için hazırlanan ’’dünyayı avuçlarında yükselten işçi’’ logosunu, İşçi ve Emekçiler Bayramı kutlamalarının yapılacağı Taksim Meydanı'nda bir araya gelmiş sivil halkın hedef seçilerek 34 kişinin öldürüldüğü, 134 kişinin yaralandığı meydanın savaş alanına döndüğünü ben unutamıyorum. Siz de unutmadınız eminim ki!

İşçi ve emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan, birlik ,dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günü benim gözümde 1 Mayıs!
Dünya üzerindeki bir çok ülkede resmi tatil olarak kabul edilmektedir bugün. Türkiye’de ilk kez 1923 yılında resmi olarak kutlanmıştır. 2008 yılı Nisan ayında, ‘’Emek ve Dayanışma Günü ‘’ olarak kutlanması kabul edilmiştir. 22 Nisan 2009 tarihinde TBMM’de kabul edilen yasa ile 1 Mayıs resmi tatil ilan edilmiştir.

Cennet şehrimiz İzmir’de, ilk 1 Mayıs 1905 yılında, eski adı Musalla olan, bugün Altınpark‘da ulu çınar ağacının altında kutlanmıştır. Neden İzmir ve Basmane semti derseniz...
Şehirde Levanten Kültürü’nün etkin olması nedeniyle, ilk önce şehirde yaşayanların gelişmelerden haberdar olmasıydı. 1905 yıllarında Müslüman ve Yahudi mahallesi olarak bilinen semt, yürüme mesafesinde bulunan liman, demiryolları, havagazı, kağıt, kereste, tabakhane, buz, ispirto, yağ, tütün, incir işinde çalışan işçiler için özellikle ulaşım sıkıntısının olmaması, işçi derneklerinin de bu civarda bulunması nedeniyle, bir araya gelmek için tercih edilmekteydi. Bu civara yakın alanlardaki kahvehane ve kıraathanelerde boş vakitlerini geçirirler ya da mesai sonrası bir araya gelip sohbet ederlerdi. Günümüzde hala faal olan işçi kahvehaneleri mevcuttur. Ulu çınar ağacı dile gelse de bir konuşsa, yüzüne bakacak cesaretimiz olur mu acaba?

Geçmişte olduğu gibi, bu gün de çocuk işçiler, yasal olmayan yollarla çalıştırılmakta, başınızı kaldırıp sağınıza, solunuza bakmanız yeterli, o kadar aleni ki bu durum. Gözden kaçması imkansız. Ama nedense yetkililer görmüyor, cezai yaptırımlar uygulanmıyor. Denetim sıfır. Bir de... Bana göre bu günlerin en büyük sorunu olan, mültecilerin ard niyetli işverenlerce merdivenaltı tabiriyle, ucuz bedelle köle gibi çalıştırılmaları. SGK yok, gelir vergisi yok, maaş asgari ücretin altında, nalıncı keseri gibi hep kendine yontuyor. Cuma namazını kaçırmayan işveren mükellefler. Elini vicdanına koy sevgili mümin kardeşim, hangi din kitabında yer alıyor bu yapılan haksızlıklar?
Yazıktır, günahtır, hem insan emeğini sömürüyorsun, hem de devlete vurgun vuruyorsunuz. İki cihan da yatacak yeriniz yok, fırsatçılık yapmaktasınız.
Kendini, kalbi ve yüreği temiz bir mümin olarak gören ben, ben ve benim gibi düşünenlerle beraber sizi yüce Allah’ a havale ediyoruz.

Dayan, mükellefiyet sorumluluğunu eksiksiz yerine getirmek için çabalayan iyi niyetli mükellefim. Her ayın 26'sında, ay sonunda tahakkuklarını ödeyebilmek için kırk takla at gerekirse. Diren direnebildiğin kadar, kayıt dışı ekonomiye , işgüzarlığa, merdiven altı üreticilerine, belgesiz, kıyı köşe zabıtanın gözü önünde satış yapan işportacılara inat, diren. Kepenkleri kapatmadan, yıllara meydan okuyan, dededen toruna hasıl olan, bilindik markaların yolunda belki bir gün sende yer alırsın..

Diren, emeğiyle, ekmeğinin geçim mücadelesinin derdine düşmüş, insanca yaşamı hak eden işçi kardeşlerim. Yaşlı ulu çınar ağacının gölgesinde birlik, beraberlik içerisinde mücadele için direnmeye devam edelim...
Güzel günler kalbimiz gibi diye düşünüyorum, birgün hepimizin kapısını çalacak...

YORUMLAR

  • 0 Yorum