KEL BAŞA, ŞİMŞİR TARAK.
Remzi DOĞAN

Remzi DOĞAN

KEL BAŞA, ŞİMŞİR TARAK.

09 Ağustos 2017 - 12:53

İnsanları bazen anlamakta güçlük çekiyorum,

Değer veriyorsun, yardımcı oluyorsun, hatta zamanından çalıyorsun, Nafile.

Yaklaşık 40 yıldır Gazetecilik sektörünün içerisindeyim,

9 Yıl Gazete çıkardım.

Ulusal ve Yerel gazetelerde köşe yazmanın yanında, en meşakkatli yolu seçerek Araştırmacı

Gazetecilik yaptım yıllarca.

Ulusal TV Kanallarında, haber oldum sayısız, Devlet Radyo ve Televizyon Kanalları ve Radyo'ları dahil proğramlara katıldım, halen de devam ediyorum.

Buna rağmen bu meslek öyle bir meslek ki, adeta Rus Matruşka' sı !!! açıyorsun kapağı bir tane daha çıkıyor, açıyorsun bir daha, bir daha.

Bu Meslekte her gün yenilemek gerekiyor kendini, okumak, araştırmak, edebi bir şekilde yazmak, esasen büyük riskler de almak gerekiyor. Ama bazıları böyle yapmıyor...!!!

Hele günümüz şartlarında.www.gazetemizmir.com 'da Tarihi ve Kültürel bir yazı dizisini kaleme alıyorum şu günlerde. Dördüncü sayı bitti . 8 Ağustos 2017 'de Salı gün 5'inci sayı yayına girecek.

İnanırmısınız bir sayfa yazı için tam bir hafta günümü ayırıyorum. Hata kabul etmiyor bir kelimesi dahi.

Meslek adabı, Kamu sorumluluğu.

Grafik ve Tasarımda Profesyonel olmama rağmen inanın zorlanıyorum.

Dile kolay , yaklaşık kırk yıllık Mürekkep kokusu. ( Şükür Şimdi Bilgisayarlar var da ).

İzmir'de Ulusal basın dahil bir çok Yerel gazetelerden teklif aldım köşe yazmam için.

www.gazetemizmir.com 'un imtiyaz sahibi Sayın Salih Erkek'in teklifini kabul ettim. ( Tabi şunu belirtmekte fayda var. Harika arkadaşlarım var gazetecilik yapan, onları istisna tutuyorum ).

Salih beyde farkettiğim çok büyük bir özellik vardı beni cezbeden.

Dik duruyor, Tüm imkanlarını zorlayarak yazılı ve İnternet gazetecilini sırtlamaya çalışıyor, hatta yaşına rağmen yetip yenilmiyor TV kanalıda kurmaya çalışıyor.

Bunları yaparken de Devlet dahil, hiç bir Özel Sektörün imkanından faydalanmıyor.

Doğru bildiğinden şaşmıyor, sözünü esirgemiyor. Esirgemiyor çünki, hiç kimseye Minnet borcu yok.

Tamam dedim, işte benim olmam gereken yer. Ve oldum da. İyide yapmışım.

Gelelim yazımın başlığına '' Kel başa, Şimşir Tarak ''.

Gazetecilik adına, uzaktan kumanda, toplama bilgilerle mesleğin içine afedelimon sıkanlar, sıktıkları yetmiyormuş gibi Çakallığıda elden bırakmayıp, ortalığı vesveseye veriyorlar.

Gelsin yemekler bedava, Hazır haber ve resimler sosyal medyadan, sonra ben gazeteciyim deyip,

mesleğin emekçilerini görmezlikten gelip, Yalancı Perdeh çeken, Yağlı Güreşçi Pehlivanlar gibi Kispet'e vuruyorlar.

Bak kardeş, dilini tutmasını bil, ben bu işi para karşılığı yapmıyorum, 40 yıllık Mesleğimin getirdiği sorumluluğu devam ettirip, Kamu ve Kamuoyuna birikimlerimden faydalansınlar diye keyifle yapıyorum.

Çeyrek asırı geçmiş yaşım ve tecrübelerimin gölgesinden faydalanmaya kalkma, Susuyorsam Kişiliğimden ve Asaletimdendir. Her kes çok iyi bildiği yolda yürüsün.

Zorunlu olarak kişiliğime ters bir yazı yazdığımdan dolayı Başta, Gazetem İzmir ailesi olmak üzere okurlarımdan özür dilerim. Ama mecburiyet duyduğum için hataların tekerrürü olmaması için uyarı maksatlıdır söylediklerim.

Yazımın sonunda sevindirici bir konuyu da söylemeden geçemeyeceğim.

Buca Belediye Başkanımız Sayın Leven Piriştina, 4 Ağustos tarihli sosyal medya üzerinden paylaştığı, Buca'ya Kültür Kompleksi kazandırmak için Ankara'ya Mimarlarını gönderdiği haberini aldım . İnanın 500.000 nüfuslu Buca İlçemizde en çok sevinenlerin başında ben oldum.

Kalan ömrümü Yaşadığım BUCA'nın Tarih ve Kültürünü gün ışığına çıkarmak için adadım. Böyle güzel haberler beni mutlu ediyor.

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Son Yazılar