15 Temmuz darbe girişiminin ardından şoke eden bir iddia daha geldi.
15 Temmuz günü ilk kalkışmayı haber veren emekli Albay Hasan Atilla Uğur, 'üst akıl' destekli yeni bir darbe hazırlığına ilişkin çok önemli açıklamalar yaptı.
Uğur açıklamasında: "Eğer biz bu oyunu bozmazsak, ikinci girişim kasım ayını geçmez" dedi.
Ardından gazeteci Ömer Turan, “vallahi, billahi, tallahi ikinci darbe geliyor, inandırmak için kendimi mi yakayım? Diye bir twit attı.
Gaziantep milletvekili gazeteci Şamil Tayyar ise attığı twitinde bunlara tepki gösterdi. Bence, herkes haklı.
Evet, ikinci bir dalgayı hep konuştuk.
Bu yüzden Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ikinci bir emrine kadar meydanlarda nöbet bekledik mi?
Gerekirse ve emir gelirse tekrar meydanlara çıkarız.
Bu milletin tankların karşısına çıkarak nasıl bir dalga kıran olduğunu bilenler ikinci dalgayı düşünerek bu milletle dalga geçmeye kalkmasın.
Görmüyorlar mı ki; bu millet 15 Temmuzda sefere çıkmış, zaferi beklemektedir. Bilmiyorlar mı ki; Allah (CC) İslam’ın son kalesini zayi etmedi inşallah ebediyen zayi etmeyecek.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan önce Birleşmiş Milletler salonunda yaptığı tarihi değil tarihler arası konuşmada “Dünya beşten büyüktür” diye haykırdı. Ardından Amerika’da Amerikalılara meydan okudu.
Amerikan Başkan yardımcısı ile adeta dalga geçti ve PKK’nın ruh ikizi terör grubu PYD’ye silah verdiğinizi biliyor musunuz diye sordu?
Başkan yardımcısı haberim yok deyince, ama bizim haberimiz var, dedi.
Bu da kesmedi Dünyanın üst aklını oluşturan ve içlerinde Yahudi Rockefeller temsilcilerinin de olduğu kimselere elinin şehadet parmağı ile uyarırcasına ikazda bulundu.
Bu eşek arılarının kovanına girmek gibi bir şey.
Hemen ardından Moody’s Türkiye’nin kredi notunu düşürdü.
Diğer yandan Amerikalı bir askeri yetkili PYD’ye silah veriyoruz (Ne olacak yani dercesine) açıklama yaptı.
Tam bu sırada 15 Temmuz’dan beri şoka giren ve cici çocuk olan CHP fabrika ayarlarına dönüverdi ve Anayasa mahkemesine gidip OHAL’i şikâyet edeceğini açıkladı.
Tüm bunlar büyük tufanın habercisi ise öyleyse biz de tıpkı Hz. Nuh (AS) ve ahalisi gibi olmaya hazırız.
Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi topunuz gelsin.
Ali İmran süresinde yüce Allah (CC) buyuruyor ki; “Onlar ki: Bir takım kimseler kendilerine; düşmanlarınız sizin için kuvvetlerini topladılar onlardan korkun dedikleri zaman, bu haber onların imanını artırır da, Allah bize kâfidir. O ne güzel vekildir, derler.”
Düşmanlardan değil ama birlik ve beraberliğimizi bozacak fesatlardan korkarım. Öyle ki; puslu bir havada At izi it izine karışmışken durum daha da vahimdir.
Bu ülkenin Türk, Kürt, Alevi, Sünni, Roman, Arnavut, Laz vesaire tüm unsurları bu güzel ülke ve gelecekleri için birliklerini bozmadıkları ve birbirlerini sevdikleri sürece Evelallah ne korku ne de endişe olur.
Uyanık olmak şarttır.
Herkesin şunu iyi bilmesi gerekir.
Vatan her şeyden önemlidir, vatansız ne Türk, ne Kürt, ne Alevi, ne Sünni, ne de başka biri var olamaz. Öyleyse baltaları gömeceğiz, bu aziz vatanın etrafından birleşeceğiz. Bunu yaparken hemen yanı başımızdaki Suriye ve Suriyelilerin durumunu hiç ama hiç unutmayacağız.
Bu iş sadece inşallah ve maşallah ile olmaz.
Tedbirimizi tabiki alacağız.
Eğer ikinci bir darbe kalkışması ihtimali varsa en başta silahlı kesim dikkate alınmalıdır.
Askerler, polisler, özel güvenlikçiler ve gardiyanlar arasında şüphe varsa ve eğer gerekiyorsa temizlik şarttır.
Diğer yandan Fırat kalkanı doğru bir karardır ve askerin gittiği yerden bir süre daha geri dönmemesi ve orada bir güvenlik kalkanı oluşturması gerekir.
PKK ve PYD’nin muhtemel hedefleri içinde Hatay ve Mersin de olabilir. Zira Mersin limanı onlar için Akdeniz’e ulaşmak demektir.
Diğer yandan Siyasetçiler arasında yanlış yapanlar varsa onlarında bir an önce temizlenmesi gerekiyor.
Bu arada temizliğe engel olmaya çalışan üst rütbeli siyasetçiler olduğu iddialarına inanmak istemiyoruz.
Eğer varsa bu asla kabul edilemez.
Darbe kalkışmasının olduğu akşam ailemle İstanbul’daydım ve Acıbadem Telekom’un yanında tankları üzerinden üzerimize ateş açıldığında ve jetler üzerimizden alçaktan geçip ses bombası etkisi yaptıklarında neler yaşadığımızı çok iyi biliyorum.
Bu görüntüleri de facebook ’ta yayınladım.
O geceyi unutmadık.
Bu yüzden mesela İzmir’de Fetoculuktan içeri atılan bir işadamı için devreye giren üst bir siyasetçinin olmadığına inanmak istiyorum.
Böyle bir şey varsa hakkımızı helal etmeyiz.
Siyaset içinde Feto karışması varsa bunun için en güzel çözüm şekli seçime gitmek olabilir.
Ayrıca Yüksek bürokraside şüpheliler varsa derhal gereken yapılmalıdır.
Bu gazi millet 15 Temmuzda gerekeni yapmıştır, şimdi gerekeni yapma sırası gelenler ne duygusal ne de siyasi davranabilirler.
Son olarak televizyon kanallarında gezip duran bazı aynı kişilere bir sorun olacak. Aslında benim sormak istediğim bu soruyu geçenlerde A Haber kanalında program moderatörü konuklarına sordu: “ Madem bu kadar konuşacak şeyiniz vardı da neden 15 Temmuz’dan önce konuşmadınız? “ Ne diyelim, Allah ülkemizi her türlü felaketlerden korusun inşallah. (Âmin)
YORUMLAR