DÜNYA KADINLAR GÜNÜNÜ KUTLARKEN KADINA ŞİDDET TIRMANIYOR! O HALDE İŞ BAŞA DÜŞTÜ YANİ BİZ KADINLARA…
O HALDE ŞİDDET NASIL BİTRER ANLATAYIM
Daha dün 5 yaşındaki çocuğunun gözü önünde hastanelik oluncaya kadar bir hafta önce boşandığı kocası tarafından acımasızca bir kadınımız dövüldü. Annesi, babası tarafından dövülen ve henüz ‘ilk çocukluk döneminde’ olan bir çocuğun “hayat bu mu” demesine neden olmaz mı o şiddetçi baba! Kaldı ki baba olgusu ağız dolusu olduğu gibi her evladın gölgesidir, dayandığı dağıdır. Baba evinin direğidir, atadır, sevgiyi ilgiyi ailesine veren, ailesini koruyup kollayandır. Gelgelelim “baba” sıfatına sahip çıkmayan, evladını düşünmeyen, eşine zulüm uygulayan ve hatta eşini ya da kız arkadaşını katleden cani ruhlu erkekler de türedi. Neden sebep? İşte tam da bu noktada; Sosyolog sorar:
Şiddet nedeni ne ve nerede olmuş? Zaman için de tekrarlanmış mı?
Bundan sebeptir ki Toplum Bilimci olayların derinine ulaşmak üzere birçok sorular sorar ve yıllardır kanayan bu yaraya çare arar. Toplum Sosyolojisinin ne halde olduğuna bakar ve insan öğesinden oluşan toplumun yapısına eğitimine ve yaşam şeklini araştırır ve de şiddet görülen yaşamların merkezine iner.
Sosyolojinin temeli insan, dolayısıyla da toplumdur. İnsanın bilişsel gelişimi, bebeklikten buyana süren gelişimle oluşmuştur. Gelişim, doğumla başlar ve genç yetişkinlik, orta ve yaşlı yetişkinliğine kadar sürer. İlkin başlangıcı olan İlk Çocukluk sürecinde çocuğun geleceği, karakteri ailenin çocuğa verdiği öğrettiği eğitimle şekillenirken; çocuk ana ve babasıyla iletişime geçmiş ve ilk eğitimi ailesiyle başlamıştır. Anne veya babanın iyi ya da kötü karakterleriyle yoğrulur. Ve çocuk, iyi ne kötü ne bilmeden kendine rol model olarak ailesini seçer. Çocuğun sevgiye ilgiye olan ihtiyacı altında aileye güven yatarken ya güveni ya da güvensizliği aile içinde yaşadıklarıyla pekişecek olandır. Çocuk eğer aile içi şiddeti yaşayarak görüyorsa, tam da bu noktada en karmaşık haller karşısına çıkmıştır çocuğun. Bundan sebep çocuk içine kapanır. Çok zaman ürkek veya saldırgan davranışlar gösterebilir. Şiddetten korkar, ürkek biri olabilir. Kaldı ki şiddet öğrenilmiş bir duygudur onun içindir ki çocukların yanında yüksek sesle bile tartışmak doğru değildir Aile içinde şiddet yaşayan ve gören bir çocuk, tamamen içe kapanarak dış dünyayla ilgisini kesebilir. Aile içinde olan şiddette korkuyu, baskıyı bizzat yaşarken insana hatta en yakınlarına bile güvenmez.
Bu itibarla da aile içi şiddeti önlemek adına hem erkeğe hem kadına çocuk eğitimi için ders verilmesi gerektiği kanaatindeyim.
Kadına karşı şiddetin tavan yaptığı günümüzde sivil toplum örgütlerinin, konusuna vakıf kişilerin şiddet ve nedenlerinin üstüne giderek konuyu bir an önce çözmek üzere hareket etmelerinde fayda var diye düşünüyorum. Şiddet gösterenlere hukuki müeyyideler daha bir sertleştirilmeli.
Kadına şiddet konusunda söyleyecek çok sözü olan bir kadın olarak cümleten Dünya Kadınlar Günümüz Kutlu olsun sevgili kadınlar.
Biz hepimiz birer dünyayız ve bu dünya bizlere mezar olmadan yapacak daha çok işimiz var.
Biz toprak gibi su gibi hayatın olmazsa olmazıyız. Biz kadınlar, hayatı kolaylaştıran ve elinin değdiği her işte tertemiz geleceğiz. Yine biz kadınlar varımızı, yoğumuzu insan geleceğine odaklamış kadın insanlarız. Ahir ömürlerimizde dünyayı hep beraber güzelleştirecek olan bir zihniyetle; siz erkek insanlarla beraber yaşanacak bir yaşamdayız. Ancak, azarlanmadan, küçümsenmeden ve “eksik etek” denilmeden var olmak için direnen siz “erkek insanların” yanında olan, ananız, bacınız, eşiniz, kız kardeşiniz, arkadaşınız olduğumuzu da unutmayınız rica ederim.
Bu gerçeği hatırlayın ve biz kadınların yaşam hakkımıza saygı duyun. Zira biz kadınlar, tarlada bahçede, fabrikada, tüm iş kollarında, hekimlikte, hukuk alanında, basında ve sizin olduğunuz her yerdeyiz.
Şiddetsiz günler için eğitim şart ve haydi hep beraber aile içi eğitim seferberliği başlatalım mı artık…
YORUMLAR