İNCE İNCE MUHARREM İNCE

"Bin Günde Memleket" adlı hareket başlattığını açıklayan İnce, "4 Eylül'de Sivas Kongresi'nin yıldönümünde Sivas'ta olup memleket hareketini başlayacağız" dedi. Muharrem İnce, "Seçim gecesi neredeydin?" sorusunu da ilk kez ayrıntılarıyla yanıtladı:
“Mitingde görevlendirdiğim arkadaşım listeye konulmamış. Sıfır moralle miting yaptırdılar bana. Bana yakın isimleri milletvekili adayı yapmıyorlar. Bu psikolojide miting yaptırıyorlar ve moralimi bozmak için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar. Geldik seçim gecesine. "Bana bilgi verin" dedim bilgi vermiyorlar. İkinci tura kaldı mı kalmadı mı? Bilmiyorum. 13 bin sandıkta CHP'nin gözlemcisi yok. 4 milyon oyu sokağa bırakmışlar. Gece yarısı bizim genel başkan yardımcılarımız çıktı "seçim ikinci tura kaldı" dedi. Nereden biliyorsun. 4 milyon oyu sokağa bırakmışlar. Benden yalan söyleyip milletin karşısına çıkmamı istiyorlar. O gece krizi kötü yönetmiş olabilirim, özür diliyorum. Ama bana veri veremediler. Seçim geçmiş parti seçimi tartışıyor beni davet etmiyorlar” dedi.
MUHARREM İNCE SEÇİM SONUÇLARINI VE SEÇİM KAMPANYA SÜRECİNİN FATURASINI CHP’YE KESTİ
Muharrem İnce, “Ne yazık ki Cumhuriyet Halk Partisi bana sahip çıkmadı” demeye getirdiği açıklamalarıyla seçim gecesinin faturasını mensubu bulunduğu CHP’ye kesti. Neredeyse tüm televizyon kanallarından canlı yayınlanan ‘1000 Günde Memleket Hareketi’ çıkışını ve 2018 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimleri sürecinde yaşadıklarının analizi anlatırken de topu CHP’YE atmakla kalmayıp; Cumhuriyet Halk Partisine yüklendikçe yüklendi! İtirafname gibi yaptığı konuşmasında gazetecilere fırsat vermeden kendi sordu, kendi cevapladı sorulacakları kendine.
“Hiçbir Atatürk düşmanına yer vermeyeceğiz ve siyaset yapmamış ve genç insanlara da oluşumumuzda yer vereceğiz” diyorsunuz ya(!) işte sırf bu yüzden size bir vatandaş ve yazan okuyan bir kadın insan olarak sormak istiyorum: “Peki o zaman şahsınız ne demeye çok genç yaşlarınızdan itibaren siyasete girdiniz? Yoksa siz, “siyaseti tecrübeyle değil, salt bir şeyler başarmışların hakkıdır mı?” diyorsunuz. İşte o zaman yanılıyorsunuz. Zira ve öncelikle Siyaset Sosyolojiden doğmuştur ve Siyaset Bilimi, üniversitelerde okutulur dolayısıyla da hayatımızın içindedir. Üstelik siyaset yapan kimseler de toplumun birer ferdidir ve toplumunu tanır ve bu vaziyette zamanla oluşan bir olgudur. İşte bundan sebep ‘tecrübe’ denilen olgunlaşma dönemlerimiz; ‘tecrübeyle sabittir’’ sözümüzü doğrular.
BİRÇOK DÖNEM MİLLETVEKİLİ SEÇİLİRKEN SEÇİLMEYENLER İÇİNDE NE CEVHERLER VAR BİLİR MİSİNİZ ?
Hatta şahsınıza, toplum psikolojisini anlatacak, sosyolojiyi bilen, konusunda eğitimli birçok aydınımız da var… Onun için keşke Toplum Sosyolojisini iyi bilen birilerine danışsaydınız, bu konudan haberdar olsaydınız.
Keşke diyorum zira toplumsal olanı göz ardı etmeden, hırsları ve illa ki beni ortadan kaldırarak biz olmayı göz önüne serebilirdiniz. Cumhuriyet Halk Partisine yaptığınız eleştiriler olabilir ama yaptığınız açıklamalar, bugün değil, iki yıl öncesinde yapılsaydı daha yerinde ve zamanında olmayacak mıydı? Şimdi mi aklınıza geldi iki yıl öncesindeki kaçırdığınız tren? Kaldı ki, CHP ve seçmeni sayesinde birçok dönem milletvekilli seçilmiştiniz. Yetmedi Cumhurbaşkanı adayı oldunuz. Olmayınca CHP mi suçlu oldu, öyle mi? Onun içindir ki size oy vermiş bir seçmen ve gazeteci de sorar bu soruyu şahsınıza. “Peki iyi haklı olabilirsiniz de, o zaman aklınız neredeydi, niye açıklama yapmadınız?”
Size hatırlatmakta fayda görüyorum Sayın İnce. Cumhuriyet Halk Partisinin içinde son derece donanımlı, tecrübeli okumuş ve yazmış insanlarımız her zaman vardı ve var olacak... Şahsen üyesi bulunduğum partimden iki kez milletvekili aday adayı oldum fakat şahsınız kadar şanslı olamadığımdan olacak, milletvekili olamadım. Onun için partiye küseyim mi? Hırs yapmadan partiye hizmet etmeyi yeğlerken elbette parti içi olumsuzlukları eleştireceğiz ama ve lakin yine parti içinde mücadele vererek bağlı olduğumuz siyasi partiye de saygı duyacağız ve ben duygularımızı törpüleyeceğiz. Tanınmış kişi olmakla ve ne oldum ben duygusuyla; kimseler ilgilenmiyor çünkü. Artık anladım ki sizden lider olmaz, kitleleri de peşinizden sürükleyemezsiniz. Üstüne üstlük, şekil zaman ilişkinize uymayanları gösterdiğiniz fenomeni izleyen bir kadın olarak, size notumu yaptığınız bir mitingde vermiştim. Çünkü şahsınız, küçük bir çocuğun size çiçek vermek istemesi ve konuşma isteğini elinizle iterek geri çevirdiniz hem de canlı yayında. İşte o vakit, şahsınızdan lider olamayacağını anlamıştım, birçok sizi izleyen kişilerde sizin davranışınızı yadırgamış, onaylamamıştı. Yine çünkü iyi bir siyasetçi öncelikle sabırlı ve sevecen olmalıdır. Ve en önemlisi de geleceğimiz çocuklarımız için her zaman öncelikleri çocukların geleceği üzerine inşa edecek ve çocukları seven liderini arar tüm toplumlar. Aksi takdirde olumsuzluklar, eksiler eklenir lider olduğunu göstermeye çalışan kimseye. Demek ki neymiş? İlla ki önceliğimiz çocuklarımız ve toplumumuz, saygımız ve de yansıttığımız sevgimiz… Onun için önce toplum sosyolojisini ve toplum psikolojisini iyi anlayalım Sayın İnce.