Felsefe de tümevarımcı bir görüşün karşısına tümdemgelimci bir görüş sunulur. Bu savlar, Bilim Felsefesinde de Klasik Mantıkta da yanlışlanabilirdir ontolojik olarak da savlanabilir. Dolayısıyla da tez ve anti tezler havada kalmadan yerli yerine otururken çıkarımların öngörülerini de bilmek lazım, hatta elzemdir. Bu itibarla da bir İzmirli olarak yaz dedi tümevarımsal gerçek bana. Zira tümevarımsal gerçekte tez her ne ise öncüleri doğru olup, sonucu yanlış olabilir. Tümevarımsal gerçek tamamen değiştirilebilir ve bilgi arttıran bir çıkarımdır. Öte yandan tümdemgelimsel gerçek bilgi artırmaz ve bir öncü eklendiğinde çıkarımın geçerliliği de değişmez. Bu gerçeği ben değil Bilim Felsefesi söylüyor. Bundan sebeptir ki, bütüncül yaklaşıma varmaya ve konu İzmir olunca da üç kuşak İzmirli olan şahsım, tüm İzmirlileri ilgilendiren bir durumda susamadım; kimse kusura bakmasın.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 3 Mayısı İzmirliler günü ilan etmiş ve basında beyan etmiştir. Amacına uygun olarak incelenen gerçekte ise var olan olgu; KURTULUŞ SAVAŞI gerçeğiyle yüzleşen İzmir’in Kurtuluşu Dokuz Eylül günüdür.
Kaldı ki, Türk Ordusu tarafından 26 Ağustos 1922'de başlatılan Büyük Taarruz sonucunda Yunan ordusu dağıtıldı ve 2 Eylül'de Uşak'a girildi. Dumlupınar Meydan Muharebesi'nde kendisinin de haberdar olmadan Yunanistan Küçük Asya Ordusu'nun başkomutanlığına getirilmiş General Nikolaos Trikupis tutsak edildi.
Türk birlikleri, İzmir'e doğru hızla ilerledi. Yunan birlikleri ve Rum siviller Anadolu'dan çekildiler. 9 Eylül 1922 sabahı Ahmet Zeki Bey komutasındaki 2. Süvari Fırkası, ardından Mürsel Paşa komutasındaki 1. Süvari Fırkası birlikleri İzmir şehrine girdi. Ardından 5. Süvari Kolordusu Komutanı Mirliva Fahrettin Paşa, komutasındaki birliklerle saat 10.00'da İzmir'e girdi. Türk bayrağı Hükûmet Konağı ve Kadifekale'ye çekildi. Kurtuluş günü olan 9 Eylül günü, "İzmir'in Kurtuluş Bayramı" ilan edildi.
İşte bu tarihi değişmez gerçek İzmir’i İzmir yapan o günlerden bu güne gelen zaferin izlerindedir. Onun için İzmir’in bir günü var o da 9 EYLÜL İzmir’in düşman işgalinden kurtuluş günüdür.
İzmir’in her sokağını bilen, denize açılan sokaklarında gençliğini ömrünü geçirmişleri, İzmir de doğmuş, İzmir de yetişmiş bir kadın olarak çok iyi bilirim. İzmir’in aykırı sanatçısını, gerçek entelektüelini de bilirim ama bilmeyenleri bilemem.
Bundan sebeptir ki, “bilenler bilmeyenlere anlatsın” diye bir deyişimiz vardır, boşuna söylenmemiş sözlerimizde ibadullahtır illa ki... Bütünleyici bir yaklaşımla tüm İzmir Halkı 9 Eylülü çoktan bağrına basmıştır. Ve de tümeller değişmezlerdir, dolayısıyla da gün hafta ay tarih geri alınmayacağı gibi, gül üstüne gül de koklanmaz… Üstelik tarihi günlerden asla ve kata; dönülmez. Kuruluş Savaşı’nın son bulduğu yer olan İzmir’in 9 Eylül Günü, 1922 den ve İzmir’in 1923 tarihinde bayram ilan edilmesiyle birlikte İzmirlinin gönlüne nakşedilmiştir çünkü. Bundan mütevellittir ki İzmir’in bir tek günü var, o da anlı-şanlı DOKUZ EYLÜL İZMİR’İN KURTULUŞ GÜNÜDÜR.
Belki yenileşmek iyi güzel görünür ama milli değerler göz ardı edilemez. Sosyolog Niyazi Berkes’in dediği gibi, Batılaşmak yerine Batılaşmama esastır. Modernleşme yerine çağdaşlaşmanın esas alındığı kavram da vardır ve Berkes bu kavramı da kullanır. Çağdaşlık ve modernleşme ayrı şeylerdir. Çağdaşlaşma bir süreci ifade ederken, modernleşme insan aklının öne çıkarılması toplumsal hayatın sekülerleştirilmesidir.
BURADAN BİR ÇAĞRIM VAR SAYIN BAŞKANA
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e naçizane bir önerim bir çağrım var. İzmir’i gerçek İzmirliye ve İzmir için alınacak kararlarda İzmirliye ve Toplum Sosyolojisini iyi bilen aydınlarımıza sorarsanız ve onların da şehirleriyle ilgili kararlarda fikri alınsa olmaz mı? Ortak akılla hareket edilenlerden olursak; hiçbir İzmirli İzmir gününe tepki vermez. Aksi halinde “öyle değil, böyle” der her aydın ve her İzmir’e mal olmuş isim. Birçok aydın ve sanatçılar olarak ta, bu şehirde doğduk, büyüdük burası bizim evimiz ve biz hepimiz, İzmir’iz, İzmirliyiz.
YORUMLAR