Tarihimiz boyunca çok düşmanlarla, yedi düvelle savaştık, bu savaşların sonucunda en son 30 Ağustos ve 9 Eylül zaferlerini elde ettik. 30 Ağustos 1922 yılında büyük taarruz sonucu zafer elde eden ordumuz 9 Eylül 1922 yılında İzmir’i düşman işgalinden kurtardı, Yunanlıları körfeze döktü ve Türk Bayrağı’nı Kadifekale Burçlarına dikti.
Bu zaferleri başta Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları, yürekli vatansever komutanlar ile can siper ana kuzularımız, analarımızın, bacılarımızın, dedelerimizin bir bütün oldukları için kazandılar, yurdumuzu düşman işgalinden kurtardılar. Bu vesile ile hepsini rahmet ve özlemle anıyorum.
Gelelim zor günlerde yaşanan başka bir konuya… O dönemde kıtlık, açlık, sefalet vardı, insanlar elinde ne varsa birbirleriyle paylaşarak zor günleri atlatıp refaha kavuştu. Vatan millet adına Doğulu, Batılı, Kuzeyli, Güneyli, Alevi, Sünni, Göçmen diye ayrım yapılmadı, tüm zorlukların üstesinden milletçe gelindi.
Lakin zor günler geçti, hükümetler, cumhurbaşkanları değişti, olumsuzlukların altına imza atılmaya başlandı.
Geçmiş yıllarda Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı görevini yürüten, olumlu ve olumsuz işler yapan merhum Turgut Özal “ben zenginleri severim” sözünü söylemiş ve yurdumuzda serbest piyasa ekonomisini desteklemişti.
Merhum Özal’ın 24 Ocak kararları arasında yer alan serbest piyasa ekonomisinin yürürlüğe girmesiyle zengin daha da zengin, fakir ise daha fakir olmuştu. 80’li yıllarda çekilen Kemal Sunal, Şener Şen, Tarık Akan ve Yılmaz Güney gibi aktörlerin çektiği filmleri izlerseniz o zamanlardaki ekonomik sıkıntıların bugünlerde yaşananlardan çok daha fazla olduğunu görürsünüz.
Lakin şahsımı geçmiş zaman ilgilendirmiyor, beni ilgilendiren pandemi ve deprem sonrası yapılan fahiş fiyat artışlarıdır. Bu artışların sebebi ise Allahsız, şerefsiz, çakal soyu olan fırsatçılar, stokçular, tefeciler ve çıkarcılardır. Ne yazık ki geçmiş ve hali hazırdaki merkezi hükümetler ve siyasi parti liderleri bu çakallarla alakalı iki kelam edemiyor, onları engellemek için ne yasa çıkarıyor, ne de yasa teklifi veriyor.
Geçtiğimiz günlerde okullar açıldı, bu geçim sıkıntısının içinde gariban fakir fukara ne zorluklarla çocuklarını okula yolluyor, bu aileler vatanına milletine hayırlı evlatlar nasıl yetiştirecek diye kimse sormuyor. Sayın Cumhurbaşkanımız her konuda vatanı ve milleti için yatırım ve yaptırım uygularken, dünyanın dengesini rayına oturtacak kadar sözünüz geçerken, dünyada hiçbir ülkeye ve liderlerine taviz vermez iken bu soysuz çakal fırsatçılar, stokçular ve tefecilerle nasıl baş edemiyor anlamış değilim! Bu soysuzlarla baş etmenin tek yolu köklerini kurutmak ya da serbest piyasa ekonomisini kaldırmaktır. Sayın Cumhurbaşkanım, şahsım Salih Erkek’e yetki verin sonra bakın görün bu çakalların kökünü üç ayda nasıl kurutuyor ve mal varlıklarına, stoklarına ve de depolarına el koyarak yoksul halka dağıtıyorum hep birlikte izleyin.
Merhum Atamız Gazi Mustafa Kemal Atatürk yaşasaydı bu çakalları Yunanları denize döktüğü gibi denize döker, yurdumuza bela olmalarını önlerdi!
Her şey yurdum ve yurdumun insanları için…
NOT: 30 Ağustos yurdumuzun ve 9 Eylül İzmir’imizin kurtuluşunu kutluyor, başta Türkiye Cumhuriyeti kurucusu merhum Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi ve gazilerimiz hasret, minnet ve özlemle anıyorum.
YORUMLAR