CHP'nin 35. kurultayı gerçekleşti. Bu kurultayın ne şekilde gerçekleştiği tüm CHP'lilerin malumudur; malumu olmayanları bilgilendirmek için de bu yazıyı kaleme alıyorum...
Kemal Kılıçdaroğlu CHP'nin başında girdiği 7. seçimi de kaybedince muhalif kişiler partiyi olağanüstü kurultaya götürmek için düğmeye basmış, yeterli sayıda imza toplayamadıkları için olağan kurultayda aday olmak isteyen partililer delegelerin nabzını yoklamaya başlamıştı. Kurultaya birkaç gün kala İzmir milletvekili Mustafa Balbay haricinde aday olacağı konuşulan kişiler adaylıktan vazgeçti; Balbay ise yeteri imzaya ulaşamadığı için aday olamadı.
Çünkü delegeleri bir şekilde örgütlemişlerdi...
Şaka değil, 7 kez seçim kaybeden Kemal Kılıçdaroğlu kurultayda tek adaydı ve genel başkanlık görevini devam ettirmeye hak kazandı. Ancak sandıktan da kendisini memnun etmeyecek sonuç çıktı, tek aday olarak girdiği seçimlerde delegelerin %20'lik kısmı kendisine oy vermedi...
Şayet Kılıçdaroğlu'nun karşısına ayağı yere basan bir isim çıksaydı büyük ihtimal yeni genel başkan o olacaktı. Ve o makama en yakın isim de Yalova Milletvekili Muharrem İnce'ydi. Lakin İnce'de aday olmadı, olan CHP'ye oldu...
Şimdi gelelim Kılıçdaroğlu'nun kurultay konuşmasına.
Selvi Kılıçdaroğlu'nun bile dinlemeye dayanamayarak uyuyakaldığı konuşmada Kılıçdaroğlu'nun tek hedefi Cumhuriyet tarihinde ilk defa halk oylamasıyla Cumhurbaşkanlığı görevine layık görülen Recep Tayyip Erdoğan'dı.
Kılıçdaroğlu, Ak Parti genel başkanlığı döneminde kendisine karşı girdiği seçim yarışlarını kaybeden, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de çatıyı başlarına yıkan Erdoğan'ı çekemiyor olsa dahi konuşmalarında kendisine yüklenerek prim yapmaya çalışıyor.
Kurultay günü de bunu yapan Kılıçdaroğlu bu sefer haddini fazlasıyla aştı; halk oyuyla göreve gelen Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na hakaretvari sözler sarf etti.
Bu hareketinden dolayı Kemal Kılıçdaroğlu'nu esefle kınıyor ve iki kelam etmek istiyorum.
Kürsü arkasına sığınarak Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na hakaret etmek ne sizin ne de başkalarının haddine değildir. Sizin hakaret ettiğiniz kişi Rusya Devlet Başkanı değil Türkiye'nin Cumhurbaşkanı'dır. Bulunduğu makam itibari ile Türk milletini olduğu gibi sizi de temsil ediyor. Bu sebeple yaptığınız hakaretlerin hedefi size ve Türk milletine dönüyor.
Bu hareketiniz ile de saygın ve seviyeli bir lider olmadığınızı bir kez daha gösterdiniz.
Siz Sayın Cumhurbaşkanımızı sevmeyebilir ve hatta nefret edebilirsiniz; lakin makamına saygı duymak, ağzınızdan çıkan sözlere dikkat etmek zorundasınız. Çünkü o makam aziz Türk milletinin makamıdır, o makamın tam anlamıyla hakkını veren de Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır bilmem anlatabildim mi?
Her şey yurdum ve yurdumun insanları için...
YORUMLAR