30 yıldır siyasetin içinde olan, siyasi partilerde birçok makamda görev alan, siyaset camiasından bir çok insan tanıyan biri olarak Ak Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican’ı bir türlü anlayamıyorum. Siyasi partinin il başkanı görev yaptığı ilde genel başkanını en üst derecede temsil eden kişidir; aldığı nefese kadar dikkat etmesi gerekir. Bu il başkanının zorunluluğudur. Halkla barışık, halka temas eden kimliği olmalıdır; koltuğu değil şahsı itibar görmelidir. İl başkanı varsa il-ilçe belediye başkanlarının çalışmalarını yakından takip eder, çalışmalarını gözden geçirir, halkın olumlu isteklerini yerine getirmesini sağlar, ilçe başkanlarının faaliyetlerini yakinen takip eder, en alttan en üste kadar tüm teşkilatını motive eder. Ve çalışma arkadaşlarıyla uyum içerisinde olur.
Şimdi bakıyor ve görüyorum, aynı zamanda duyumlarını da alıyorum, Sayın Delican bu söylemlerimin hiçbirini yapmıyor. Telefonlarına cevap vermiyor, halkın arasında yok, kendisinden randevu talep edenlere randevu vermiyor.
Örnek olarak söylüyorum, KASİAD 15 günden beri Sayın Delican’dan randevu talep ediyor ancak bir türlü alamıyor. İsmi şimdilik bende saklı kalsın, çok önemli bir haber ajansının Ege bölge temsilcisi Delican’ı dört defa arıyor yanıt alamıyor. Siyaset tabandan tavana olan bir oluşumdur, mahalle temsilcisi, delegesi çok önemlidir. Sayın Delican’a mahalle temsilcileri ulaşamıyor. Anlayacağınız Sayın Delican çok kısa bir süre zarfında ne oldum delisi olmuş.
Siyasette STK’lar çok önemlidir, basınla aranızı yapmacık değil, gerçek anlamda, yürekten iyi tutmanız gerekir. Ama Sayın Delican ne TSK’lara ne de medyaya vermesi gereken değeri veremiyor.
Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu’nu Ankara’da ziyaret ettiğimde bana en yakın danışmanını 24 saat boyunca arayabileceğimi, teşkilatlarda görevli herkesin telefonlara 24 saat cevap verdiğini söyledi. Sayın Davutoğlu günün neredeyse 20 saatine yakınını Türkiye siyasetine ve parti çalışmalarına harcarken İzmir’deki il başkanının böyle hunharca tavırlar içerisinde olma hakkı yok. Kendine yıkama, yağlama yapanlara değil eleştirene de, partilisine de, partili olmayanına da temas etmeli. Çok kıymetli telefonun bakmalı, halkın içinde olmalı.
Soruyorum sizlere, Ak Parti İzmir’de durduk yere mi %10 oranında oy kaybetti? Bu tavırları devam ettiği sürece olacak erken seçimde gerileme %15 bandına yükselecek!
Neden mi?
Çünkü Sayın Delican il binasında bostan korkuluğu gibi vazife yapıyor, halka temas etmiyor, teşkilatını motive edemiyor da ondan!
Sayın Delican bu tavırlarınızı, hal ve hareketlerinizi kime güvenerek yapıyorsanız yapmayın, ya kendinize çeki düzen verin ya da işgal ettiğiniz koltuğu hakkını verecek birine devredin.
Anlamadığım bir nokta daha var, Sayın Delican’ın bu hareketleri Sayın Davutoğlu’na rapor edilmiyor mu? Eminim ki Sayın Davutoğlu’nun bu olumsuzluklardan haberi olsa gereğini anında yapar.
Ön Teker Nereye Arka Teker Oraya!
Bakın, Ak Parti İzmir’de 12 kişilik yürütme kurulunda değişiklik yapıldı. Bir laf vardır “Balık Baştan Kokar” derler. Bir ilde, hele ki bu il İzmir gibi geniş nüfusa sahip şehirse %10’luk oy kaybının en büyük sebebi il başkanıdır. Bunun lamı cimi yok! O kurulda bir değişiklik olacaksa ilk başta bir numaradan başlanmalıdır. Ön teker nereye giderse arka teker onu takip eder. Sayın Delican’a tavsiye ediyorum, telefonlara cevap ver, yalakalarını değil tüm halkı kucakla, STK ve basın temsilcilerine gereken önem ve özeni göster. Huylu huyundan vazgeçmez derler, vazgeçin de bu söylemi çürütün. Bunu da yürekten istiyorum bilmem anlatabildim mi?
Her şey yurdum ve yurdumun insanları için…
Not 1: Sayın Delican bu söylemlerimi yerine getirmemeye devam edersen o koltuğu işgal etme. Açık ve net kaleme aldığım bu yazıdan sonra Ak Parti genel merkez yöneticileri de kulak arkası yaparsa İzmir’i gözden çıkarttıklarını belli etmiş olurlar.
Not 2: Bu yazım Ak Parti Genel Başkanı, Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu’nun dikkatine önemle sunulur…
YORUMLAR