Türkiye’nin süper güç olmasını istemeyen ve barış sürecini de hazmedemeyen dış mihraklar ülkemiz üzerinde oyun kurarak iç savaş çıkarmaya çalışıyorlar…
Bu mihraklar, İran ve Irak’ı birbirine düşürerek yıllarca savaşmasına sebep olmuştu. İki kardeş ülke birbirine düştü, her ikisinin de ekonomisi çöktü, yüz binlerce insan öldü, milyonlarca insan sakat kaldı. Dahasında durumdan yararlananlar tabii ki yine onlar oldu. Irak’ın, Suriye’nin ve Filistin’in tepesine bindiler, oralarda da iç savaş çıkardırlar. Şimdi aynı senaryoları Türkiye üzerinde oynamaya çalışıyorlar. Hedefleri Türk-Kürt ayrımı yaparak yüz yıllardır kardeşçe yaşayan insanları birbirine düşürmek!
Nitekim Kobane bahane edilerek yurdum genelinde olaylar çıkartıldı. Yağmalar yapıldı, işyerleri ateşe verildi, onlarca insan hayatını kaybetti, yüzlercesi hastanelik oldu. Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Göçmen ve Arap’ı; ülkemizde yaşayan hiçbir insan evladı bu olayları tasvip etmedi. Sonuç ne derseniz kocaman bir hiç. Yaşananların hiçbirinin Kobane halkına yararı oldu mu? Bilhassa; yaşananlar onları da üzdü…
Bu olaylardan sade ve sadece ülkemizin dirliğini ve düzenini bozmaya çalışan dış güçler nemalandı. Neyse ki durum çok geç olmadan fark edildi, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları oynanan oyunun farkına vardı, provokatörlere geçit vermemek adına eylemlerine son verdi.
Şahsımda Kobane halkına destek verilmesi adına eylemler yapılmasını destekliyorum. Ancak bu şekilde yakıp, yıkarak, provokatörlere gün doğuracak şekilde değil. TBMM çatısı altında seçildikleri ildeki vatandaşları temsil eden vekiller kendi aralarında görüş alışverişi yapsın, izinli bir şekilde vatandaşlar demokratik haklarını kullansınlar, ister yürüyerek, ister oturarak Kobane’de yaşanan zulme dur demek adına eylemlerini gerçekleştirsinler. Yakma, talan yaşanmasın; kimsenin burnu bile kanamadan dünyanın duyacağı şekilde sesimizi yükseltelim bilmem anlatabildim mi?
Şimdi merkezi hükümete ve diğer siyasi parti yöneticilerine seslenmek istiyorum…
Bakın Beyler, Bayanlar; Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Göçmen’i, Arap’ı, Arnavut’u vs… Hepimiz bu ülkenin vatandaşıyız. Yüzyıllardır kardeşçe yaşamışız, birlikte çok savaşlar kazanmışız, kız alıp, kız vermişiz, dayı, amca, yeğen olmuşuz… Anlayacağınız, etle tırnak gibiyiz. Sizlerin gereksiz politikaları yüzünden kuzenler birbirine namlu mu çevirsinler? İşte o zaman yurdumun felaketi olur, o çok kıymet verdiğiniz koltuklarınız da altınızdan kayıp gider! Biz birbirimizle uğraşmayı bırakalım artık, dönüp etrafınızla ilgilenin biraz. Bakın okyanus ötesindeki sözde din adamının yurdumuz üzerinde ne kadar etkin olduğunu görün, ona karşı önlemler almaya çalışın. Bu konuda bir olun, yurdumun selameti adına birbirinize destek verin. Türkiye’yi savaşa sürüklemeye çalışan dış mihraklara karşı tek yumruk olun, balyoz gibi cevabınızı verin onlara. Akıllıca yürüteceğiniz politikalarla yurdumu bu girdaptan çıkarın artık! Gücünü Saddam Hüseyin’in kızından alan 20-25 bin kişilik IŞİD çakallarını müttefikimiz Amerika ve diğer koalisyon ülkeleri yerle bir edemezler mi sizce? Emin olun 3 saat sonra IŞİD’in esamesi okunmaz. Ama Türkiye’yi bataklığa sürüklemek için tam anlamıyla müdahale etmiyorlar.
Lütfen, hepimiz sağduyulu olalım, hep birlikte kenetlenme vaktimiz gelmiş durumda. Ortadoğu gözümüzün önünde, yavaş yavaş parçalıyorlar, sıra da Türkiye’ye gelmek üzere… Dilimiz, dinimiz, ırkımız ne olursa olsun, hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Bu ülke hepimize yeter. Lakin birbirimize düşersek eğer zalimler kazanır; mazlumlar kaybeder bilmem anlatabildim mi?
Her şey yurdum ve yurdumun insanları için…
YORUMLAR