İzmir sıcaklarından bunalarak bir fırsat yakalayıp birkaç günlüğüne ailemle birlikte yazlığa gittiğimde yıllarımın dostu sevgili Murat İlhan kardeşimden telefon geldi; Salih ağabeyim Çarşamba günü dostlarla ofiste bir araya gelmeyi planlıyoruz bu sohbetimizde senin de olmanı istiyoruz demesi üzerine bu saygın davetini ve kendisini kıramayacağım için dönüş yaparak Çarşamba günü öğle saatlerinde Murat kardeşimin ofisine vardım.
Ofis dediğime de bakmayın İzmir'in en güzel semtlerinde kocaman bir daire olan mekana girdiğimde burnuma mis gibi yemek kokuları geldi, eşsiz bir sofra hazırlanmış, güveç yemeğiyle taçlandırılmış sofranın yanı sıra Murat İlhan, Celal Demirel, Mustafa Azat, Nezir Aktaş, Mehmet Doğan, CHP eski belediye başkanı Ali Sözer, Prof. Dr. Ahmet Esen Çelen, Avukat Vedat Alabay, Can büyüğümüz ağabeyimiz Prof. Dr. Salih Oflaz, Tam Yapı Genel Koordinatörü Pelin Uğur, Tam Yapı asistanı Özlem Öğretmenoğlu gibi dostları bir arada görmek ayrı bir sevinç kaynağı oldu.
Yemeğimizi yedikten sonra yaklaşık 4 saat boyunca 24 Haziran seçimlerinden tutun da ülke ekonomisine, CHP'de yaşanan bölünmeye, Aziz Kocaoğlu'nun İzmir ve CHP'ye verdiği olumsuzluklara, AK Parti'nin İzmir'de kendisini yanlış tanıtmasına kadar birçok konuyu konuştuk.
Dostların bir çoğu CHP'li olmasına rağmen Aziz Kocaoğlu'nu eleştirdiler.
Özellikle son günlerde kurultay delegelerinden imza toplamaya çalışarak İzmir'deki CHP tabanında ikilik yaratması sofrada bulunan dostların olumuz görüş sunmasına sebep oldu. Ayrıca Muharrem İnce'nin Cumhurbaşkanı adayı olduğunda bir daha Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı aday olmayacağı yönünde söz vermesi ve seçim sonrası yaptığı açıklamalarda delegeye imza toplatarak kurultayı işaret etmesi sohbetimizde hata olarak karşılandı.
Siyasi konuşmaların devamında "İzmir CHP'nin kalesidir, kimi aday gösterirlerse kazanırlar" sözüne karşı "İzmir hiçbir partinin tekelinde değildir, biz Yüksel Çakmur'a karşı DYP'nin adayı Burhan Özfatura'ya, Karşıyaka'da Kemal Baysak'a seçim kazandırdık" demem üzerine söylemlerimi kabul ettirler.
Yine müsaade isteyerek "AK Parti kurmayları İzmir halkına kendilerini iyi tanıtamıyor, bakın sahil kesimleri hariç haritanın büyük çoğunluğunda AK Parti belediyelerinin ezici üstünlüğü var; lakin İzmir halkı AK Parti'nin yerel iktidarında özgürlüğüne müdahale edeceğini, yaşamlarına karışacağını düşünerek üstün derecede hizmet getireceklerine emin olmalarına rağmen yine de oy vermiyorlar. Ben Sayın Binali Yıldırım'ın Başbakan olduğu dönemlerde AK Parti'nin yerelde iktidar olduğu illerde özgürlüklere müdahale olup olmadığını sorduğumda 'Salih Bey kesinlikle öyle bir şey söz konusu dahi değil, her vatandaşımız hür, özgürce yaşıyor, kimseye karışılmıyor ve karışılamaz' cevabı aldığımı söylemem üzerine dostlar bu konuda da bana hak vermişlerdi."
Böyle güzel dostlar bir araya gelince saatler yetmiyor haliyle.
Bizde bir dahaki sohbetimize bir dostumuzun çiftliğinde devam etme kararı aldık.
Bu anlamda bizi bir araya getiren sevgili kardeşim Murat İlhan'a, eşsiz sofrası olan Pelin Uğur'a ve sohbete katılan tüm dostlara teşekkürlerimi sunuyorum. Hepiniz sağolun...
Her şey yurdum ve yurdumun insanları için
NOT: Geçtiğimiz hafta İzmir dışında olmam sebebiyle düğün ve cenazelere katılamadım. Vefat edenlere Allah'tan rahmet yakınlarına başsağlığı, dünya evine girenlere bir ömür mutluluk diliyorum.
YORUMLAR