3 önemli seçim virajına dönüldüğü bugünlerde AK Parti Genel Başkanı, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan parti içi siyasete yönelik yaptığı konuşmalarda yorulan il ve ilçe başkanlarına kibar bir dille görevlerinden ayrılmalarını söylüyor.
Ve geçtiğimiz gün yaptığı konuşmada “beldeleri hallettik, şimdi sıra önce ilçe daha sonraysa il teşkilatlarında” dedi.
Pazar günü Haliç Kongre Merkezi’ndeki Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda da "İstanbul'da teklersek, Türkiye'de tökezleriz. İstanbul'u sağlam tutarsak, Türkiye'de de, dünyada da bizi yıkacak bir güç tanımıyorum. İstanbul'da metal yorgunluk olursa Türkiye'de paslanırız” diyen Sayın Cumhurbaşkanımızın siyasi öngörüsü çok yüksek, düşüncelerinde çok haklı. 2019 seçimlerine dönük çalışmaları yürütecek teşkilat mensupları “ hizmet aşkıyla yanıp tutuşan, aldığı görevden dolayı kamuoyunda heyecan yaratabilecek, partisine ivme kazandıracak, vizyonu-misyonu düzgün, halkta karşılığı olan, vatandaşa temas eden” kişilerden oluşmalı.
32 yıldan beri İzmir siyaseti içinde olan biri olan ben tecrübelerime dayanarak söylüyorum “2019 yılındaki seçimlerde AK Parti’ye iktidarı ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki %50+1’i İstanbul ve dahi İzmir verebilir.”
İzmir hiçbir siyasi partinin kalesi olmadığı gibi herhangi bir partinin tekelinde de değildir. Geçmiş dönemlerde örnekleri mevcut, gerek Doğru Yol Partisi gerekse Anavatan Partisi İzmir’de başkan çıkarmış partilerdir. Bu başarıya ulaşabilmek ekip ruhuyla çalışmaktan geçer.
Bu sebeple AK Parti’nin intihar etmemesi için İzmir siyasetine önem vermesi, öncelikle İl Başkanı Sayın Bülent Delican başta olmak üzere il ve ilçe teşkilatlarında yeni oluşuma gitmesi gerekmektedir. Sayın Delican başarılı bir işadamı, iyi bir aile babası olabilir, belki kişilik olarak da düzgün bir yapıya sahiptir; ancak maalesef ki siyaset arenasında başarılı biri değil. Halkta karşılığı yok, değil İzmir halkı kendi teşkilat üyeleri bile kendisine ulaşamıyor, vatandaşa temas etmiyor, insanların iyi ve kötü günlerinde yanlarında yer almıyor, arayanların telefonlarına çıkmıyor, geri dönmüyor, ekip ruhu yok, teşkilat üyeleriyle uyum içinde değil, üyeler arasında barış sağlayacağına daha çok küskünlük yaşanmasına sebep oldu, kendi yakınları haricinde il binasına giden kendisini göremiyor ve daha bir sürü şey...
Diyeceğim odur ki AK Parti Genel Merkez yöneticileri AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican’ı görevden alıp yerine daha önce belirttiğim vasıflara sahip birini görevlendirmez, teşkilatı canlandırmaz ise İzmir’de intihar etmiş olur. İddia ediyor ve sözümü yineliyorum: “2019 yılı iktidar anahtarı ve Cumhurbaşkanlığı seçimindeki %50+1 yolu İstanbul ve İzmir’den geçer. 2019 seçimlerinin kilit şehridir buralar ve İzmir bu seçim yarışında göz ardı edildiği takdirde bir nevi intihardır bilmem anlatabildim mi?
Her şey yurdum ve yurdumun insanları için…
NOT: 15 Temmuz sonrası market zincirleri oluşturmaya başlayan bir firma aklımda soru işaretleri oluşmasına sebep oluyor. Bankalardan günah olması sebebiyle kredi kullanmadığını duyduğum, bu kadar zincir oluşturacak öz sermayelerinin olmadığını bildiğim bu firma her açılışında 1 veya 2 Milyon TL civarındaki sermayeyi acaba nereden buluyor, bu parayı nasıl temin ediyor? Bakalım, acaba bu sermayenin ucu nereye dayanacak?
YORUMLAR