Genç, yaşlı herkes tarafından filmleri zevkle izlenen, kimi zaman güldüren, kimi zaman düşündüren, kimi zaman ağlatan usta sanatçı Tarık Akan'ı kaybetmiş olmanın üzüntüsünü yaşıyoruz.
Maalesef hüznümüz büyük bir ustayı kaybetmekle de kalmadı; arkasından konuşulanlarda aklıselim olan herkesi üzüyor.
Ülkemizde bir merhumun ardından bile ayrımcılık yapmayı başaranlar var!
Arkasından onlarca eser bırakmış, yıllarını Türk sinemasına adamış bir sanatçının yaptığı işleri konuşmak varken, siyasi düşüncesini, düşüncesi sebebiyle yaptığı konuşmaları tartışmak, arkasından ağza alınmayacak sözler kullanmak müslüman olana yakışan bir tavır değildir.
Dinimizde bunun yeri de yoktur.
Bir taraf merhumu yerden yere vuruyor, diğer taraf göklere çıkarıyor.
Kendisini sevmeyen, yerden yere vuran kesim yıllardır ekranlara kitlenip filmlerini soluksuz izlemesini bilirken diğer taraf da merhuma hayatta olduğu günlerde gereken değeri vermedi.
Bu samimiyetsizliği anlayamıyorum.
Madem sevmiyordun yıllardır neden izledin, madem çok seviyordun rahatsız olduğu günlerde, hastanede veyahutta evinde kendini neden ziyaret etmedin.
Yapmayın beyler, ölümle şaka olmaz, ölünün ardından konuşulmaz.
Tarık Akan kendisine verilen hayatın eğrisiyle, doğrusuyla yaşadı, yalan dünyadaki vadesini doldurup ahirete göç etti.
Bu saatten sonra çok seviyorsanız ardından dualar edin; sevmiyorsanız eserlerini izlemeyin ama kötü de konuşmayın.
Diyeceğim o ki, hepiniz kendinize yakışanı yapın bilmem anlatabildim mi?
Her şey yurdum ve yurdumun insanları için...
YORUMLAR