Yurdumda yaşananlar karşısında düşünüyor ve tamam hadi iç savaşa başlasın, yeğen dayısına, dayısı yeğenine, amca yeğenine, yeğen amcasına, kuzenler ve komşular ile her türlü mezhep ve ırktan insan birbirine girsin, azdan az çoktan çok gider diyerek birbirimizi vuralım da dış mihrakların isteklerini yerine getirmiş olalım! Onların yurdumuzun üzerinde oynadıkları oyunu göremeyen bizler belki o zaman yaşanacaklar sonrası kimlerin karlı kimlerin zararlı çıktığını anlamış oluruz…
Artık ya bu söylediklerimi yapalım ya da yurdumuzun selameti adına aramıza nifak sokmaya çalışanları dışlayalım; oyunlarına gelmeyelim. Bakın yine şehit cenazeleri geldi, Türk, Kürt, Laz, Göçmen, Arap, Arnavut vs hepimizin yüreğine ateş düştü; ocaklar söndü. Evlatlar yetim kaldı, eşler kocalarını, ana-babalar yavrularını kaybetti. Yıllardır yaşadıklarımız yetmedi mi?
Bazı güçler 2 yıla yakın süredir devam eden barış sürecini bitirmeye çalışıyor, yurdumu geçmiş yıllara döndürmek, iç savaş çıkartmak adına ellerinden geleni yapıyorlar. Bunlar yıllardır gizli servisleri aracılığıyla Ortadoğu’da terör örgütleri kuruyor, sonra kurdukları örgütleri terör örgütü ilan ederek girmek istedikleri yerlere onları bahane edip giriyorlar. İran ve Irak’ı yıllarca savaşanlarda bunlar, Suriye ve Filistin’deki karışıklıkların sebebi de…
Ve yurdum üstünde oyun oynamaya çalışan bu güçler sınırımızda da IŞİD örgütünü kurdu; başımıza bela etmeye çalışıyorlar. Türkmenlere, Ezidilere, mazlum Kobani halkına yaptıkları asla kabul edilemez. Zaten Türkiye Cumhuriyeti hükümeti dünyada kimsenin yapmaya cesaret edemediklerini yaparak milyonlarca insana sığınma imkânı sağladı. Allah’tan ki Türkiye var, ya olmasaydı o milyonlarca insana kim sahip çıkar, sınırlarından içeriye sokardı?
Şimdi koalisyon güçleri ortak hava harekâtı düzenleyerek sözüm ona IŞİD örgütüyle mücadele ediyoruz görüntüsü veriyor. Bu IŞİD belası başlı başına oyundan ibarettir. Türkiye’nin de üyesi olduğu NATO istedikten sonra IŞİD’i bir gün içinde ortadan kaldıramaz mı? Tabii ki de kaldırır. Lakin bu işlerine gelmiyor, çünkü Türkiye’nin güçlenmesini istemiyorlar.
Biz artık millet olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan yurttaşlar olarak birlikteliğimizi bozanlara karşı tek yumruk olmak zorundayız. Bakın, geçtiğimiz günlerde gazetemizi ziyaret eden Anadolu Birliği Derneği Genel Başkanı Ferhan Ademhan da “Türkiye’de barış olmasını isteyenler vitrine oynamamalıdır; artık yüreklice masaya oturma vakti gelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan halklarda tam anlamıyla bilinçlenmelidir. Bence her iki taraf bir araya gelerek gizli kapaklı değil; açık ve aleni şekilde, yazılı ve görsel basın kanalıyla barışa mani olmaya çalışanları açıklamalıdır. Herkes bir tarafa çekiyor. Kan dökmekle barışın sağlanması mümkün değildir ve Türkiye’nin barıştan vazgeçme lüksü de yoktur. Diyeceğim o ki bu gemi su alırsa içinde hepimiz boğuluruz” diye konuştu.
Doğru söylemlerinden dolayı Sayın Ademhan’ın aktardıklarını sizlerle paylaştım. Artık zaman barış zamanıdır. Bu ülkeyi hepimizin Ataları birlikte kurtardı, bizlere düşende barış içinde yaşayarak Atalarımızın bize armağan ettiği toprakları gelecek nesillerimize daha yaşanılır durumlarda bırakmaktır bilmem anlatabildim mi?
Her şey yurdum ve yurdumun insanları için…
Not: Bugün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı…
Başta Gazi Mustafa Kemal’i, silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve özlemle anıyorum…
YORUMLAR