Korona ve 23 Nisan

Gazetem İzmir ile sanal ortamda tanıştım. İzmir’in yerel de güçlü bir sesi ve bölgenin sorunlarını dile getiren, ciddi bir şekilde sorgulayan aynı zamanda çözüm arayan bir mecra olduğunu gördüm.
Bu öngörüden ve gazetenin imtiyaz sahibi Sayın Salih Erkek’in manevi desteklerinden güç alarak ben de bu ekip içerisinde bulunmak, kendi mesleğim ve uğraş alanımla ilgili olarak son günlerin gündemi koronavirüs ve 23 Nisan ile bağlantılı olarak sizlerle ilk yazımı paylaşıyorum.
Çocuk ve Ergen alanında aktif danışan gören bir Psikolog ve Aile Danışmanı olarak sıkıntılar yaşadığımız bu günlerde bu yazımın ve bundan sonra ki yazılarımın herkese yaralı olacağını umuyorum.
Her yıl neşe dolarak kutladığımız 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı bu sene korona virüs sebebiyle evlerimizde kutlayacağız. Eskisi gibi okullarda ve tören alanlarında kutlanmayacak olmanın burukluğunu elbette hem çocuklar da hem de yetişkinler olarak yaşıyoruz. Çocuklarımız korona virüsü bile anlamlandıramamışken şimdi her yıl coşkuyla kutladıkları bayramlarını neden evde kutladıklarını sorgulayacaklardır. Bayramın evde neden kutlanması gerektiğini çocuklarımıza anlatırken öncelikle korona virüs ile ilgili doğru bir açıklama yapmamız gerekir. Çünkü çocuklar için bu gözle görülmeyen bir şey nasıl olursa bayramlarına engel olur.
Çocuğa kullandığımız dil direkt olarak onların duygularını şekillendirir. Eğer çocuğumuza kaygılı ve panik bir dille durumu anlatırsak onların kaygı problemi yaşamalarında zemin hazırlamış oluruz ve oluşan kaygı onları bir süre sonra mutsuzluğa ve umutsuzluğa itecektir. Virüs için alınacak en temel önlemler arasında evden çıkmamanın önemini anlatırken çocuklarımıza bu sürecin geçici olduğunu vurgulayarak söylemeli, umut olması için bu süreç geçtikten sonra beraber yapacağınız planlardan bahsetmeli ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’mızın bu senelik sürece denk geldiğini sakin bir dille anlatmalıyız.
Çocuklarımız bu durumu kişisel algılamaları onları ceza almış hissine sokabilir. Onun ve tüm arkadaşlarının aynı durumda olduğunu gösterebilmemiz için arkadaşlarıyla görüntülü arama yaptırabilirsiniz. Çocukların aklında soru işareti kalmaması için size geçirdiğimiz bu süreçle ilgili merak ettiklerini rahatlıkla sorabilmesi ve duygularını ifade etmesi için fırsat verilmeliyiz. Tekrar tekrar aynı soruyu sorsalar bile sabırla sorularını cevaplamalıyız.
Bu süreçte çocuklarımıza sınır koymada zorlanan ebeveynlerimiz var. Bunun sebebi çalışan ailelerin çocuklarıyla sadece akşamları vakit geçirmeye alışkın olmasıdır. Aslında tüm ebeveynlerimiz için bu süreç çocuklarımızı daha yakından tanımamız için bir fırsat doğuruyor. Ebeveynler çocuklarının hangi yemeği sevdiklerini illa ki biliyorlardır ancak ne yazık ki çocuğumuzu tanımak sadece onun fiziksel ihtiyaçlarını bilmek değildir. Duygusal olarak olaylardan nasıl beslendiklerini, çalışma içinde kaldıkları dikkat sürelerini, oyun içerisinde ve yaşanılan bir problem karşısında geçen krizleri nasıl yönettiklerini ve bu durumlar da ne hissettiklerini gözlemlememiz için güzel bir fırsat.
Peki 23 Nisan coşkusunu evlerimizde nasıl yaşayabiliriz? Kısıtlı imkanlarla da olsa tabi ki bu coşkuyu yaşamamız mümkün. Sabah erkenden şarkılarla uyanmak, bayrama uygun giyinmek, o günün öneminden bahsetmek, balkonlarımıza bayrak asmak, sanal ortamda çocuklarımıza 23 Nisan etkinlikleri izletmek ve arkadaşlarıyla görüntülü konuşarak şarkılar söyletmek çocuklarımızı heyecanlandıracaktır. Herkese evlerinde sağlıkla güzel bir bayram geçirmelerini dilerim. İyi bayramlar J

Psikolog / Aile Danışmanı
Şeyma ALTUNKALEM