Geçen hafta Rusya ile Türkiye arasında yaşanan kriz maalesef her geçen gün daha da derinleşti. Özellikle geçen gün Rus lider Putin' in yaptığı açıklamalar adeta masayı devirir cinsten. Putin, aleni şekilde ''düşürülen Rus uçağının hesabını soracağız, Türkiye bu hamlesi nedeniyle çok pişman olacak'' diyerek adeta esti gürledi. Hatta bu tehditlerini meşrulaştırmak için inanılması güç iddialarla ve iftiralarla da Türkiye' ye yüklenmeyi ihmal etmedi.
Peki şimdi bu durum karşısında Türkiye ne yapmalı? Bizde en üst düzey yetkililerin ağızlarından '' misliyle '' cevap mı vermeliyiz? Bence hayır! aynı üslupla cevap vermemeliyiz. Nedenine gelince; Rusya, sadece düşürülen uçağı nedeniyle Türkiye'ye karşı duyduğu öfke ve bu öfkeye dayandırarak uygulumaya koyduğu yaptırımlarını meşrulaştırmak için akıl almaz iddialarla iftira atma yolunu tercih etmiş değil. Rusya asıl meşruluğu, Suriye'deki varlığını tüm dünyaya izah etmek için arıyor. Zira ; son yıllarda kendi bölgesinde Gürcistan ve Ukrayna ile yaşadığı ciddi sorunlar, Kırım' ı ilhakı ve her nekadar bu ikisi kadar olmasa da Çeçen asimilasyonu ile Kafkasya'da yürütülen zulüm operasyonları nedeniyle dünya kamuoyu ve hakim güçler karşısında sıkıntılı bir görüntü çizen Rusya ; kendi sınırlarının çok ötesinde, dolayısıyla ülkesini direkt olarak ilgilendirmeyen Suriye konusunda da bu ülkeye asker göndererek fiilen savaşın parçası olacak kadar ileri gidince, tüm dünyada bu hamlesini meşrulaştırma ihtiyacı hissediyor. Türkiye ile yaşanan krizi bu boyutlara getirmesinin en önemli nedeni de işte tam da bu. Aklı sıra yaşanan krizi fırsata çevirecek , Türkiye' yi suçlu ilan ederek kendi halkına yıllardır unutulmaz eziyetler çektiren Esed yönetimini mağdur gösterecek. Bu durumda kendi müdahalelerini de mazlumları himaye etmek için atılmış kahramanca eylemler olarak gösterebilecek.
Türkiye bu tuzağa kesinlikle düşmemeli, kendi iç kamuoyundan gelen tahriklere kapılmadan süreci iyi yönetmelidir. Zira ; olayın sıcaklığı geçtikçe zaten Rusya'ya tepkili olan ve son yıllardaki ataklarından rahatsız olan diğer dünya güçleri, Suriye meselesinde Türkiye' nin yanında yer alacaktır. Bu da Rusya' ya er yada geç geri adım attıracaktır.
Biz şimdilik kaydıyla bırakalım Putin konuşsun.Kendince assın, kessin. Bi taraftan da bu gövde gösterisi karşısında Uluslararası alanlarda diplomasi kanalları yardımıyla hakkımızı sonuna kadar korumaya ve olabildiğince fazla sayıda ülkeyi müttefik olarak kazanmaya gayret gösterelim. Zaten yıllardır iç karışıklıklarla boğuşan Suriye' nin hemen yanı başındaki sınır komşusu olarak esas mağduriyeti Suriye halkıyla beraber bizim yaşadığımızı dünyaya anlatalım. Bölgede bir kahramanlık hikayesi varsa eğer; sayıları neredeyse iki milyonu aşan Suriyeli' ye kucak açarak bu kahramalık hikayesinin başrolünde de bizim olduğumuzu anlatalım. İşte o zaman; bu akıl oyunlarının galibi uzun vadede biz oluruz. Çünkü ; bu davada bizim gerekçelerimiz Rusya'nın öne sürdüğü gerekçelerden çok daha gerçekçi ve çok daha meşru... Rusya'nın tehditlerine gelince; merak etmeyin ben bu kuru sıkı , göstermelik yaptırımların uzun soluklu olmayacağı kanaatindeyim.Bizi tehdit ettiği yaptırımları hayata geçirecek olursa bundan Rusya zarar görmeyecek mi sanıyorsunuz? Elbette görecek ama şimdi kuyruğu dik tutma çabasında ve kurnazlık peşindeler hepsi bu.
Haftaya görüşmek üzere hoşça ve sevgiyle kalın...
YORUMLAR