MHP lideri Sn. Devlet BAHÇELİ ' nin yapmış olduğu " Yalılarda oturup viskilerini içerlerken çözüm sürecinden bahseden şer...sizler " açıklaması bu haftaya bir anda damgasını vurdu.
Aslında Sn. Bahçeli daha seçim gecesi yaptığı basın açıklamasında da seçim sonuçlarından duyduğu memnuniyetsizliği ifade etmekten çekinmemişti ancak bu son açıklama olayı artık bambaşka bir noktaya taşıdı. Zira hepimizin bildiği gibi; yalıda yada gecekonduda, residance dairesinde veya köy evinde kim nerede yaşıyorsa yaşasın eğer ki cebinde Türkiye Cumhuriyeti Kimliği varsa , özgür iradesi ile gidip oyunu kullanma hakkına sahiptir. Bu bir Vatandaşlık hakkı olduğu gibi aynı zamanda bir görevdir, borçdur. Hiçbir vatandaş oyunu açıklamaya zorlanamayacağı gibi kullandığı oy nedeniyle de hiç kimse şerefini yitirmez. Bu açıklamayla bugüne kadar her zaman ve her yerde Devlet Adamı kimliğiyle öne çıkan Sn. Bahçeli'nin neyi amaçladığını kestirmek gerçekten çok güç. Ama beni asıl üzen konu , geçen hafta ki yazımda da belirtmeye çalıştığım akıl tutulması halinin son sürat devam ediyor oluşunu görmek oldu.
Yani eğer ki ; Türkiye Cumhuriyeti tarihinde mevcut siyasi partiler içerisinde en köklü geleneklerden birinin temsilcisi olan, yasal bir siyasi partinin Genel Başkanı olarak , siyasi duruşunu ve politik tavırlarını eleştirdiğiniz ve ülke menfaatlerine aykırı hareket ettiklerine inandığınız bir başka siyasi partinin, birlikte yarıştığınız bir seçimde size göre çok fazla oy almış olduğunu düşünüyor iseniz, bu aslında sizin başarısızlığınızın bir göstergesi değil midir acaba? Madem böyle bakıyorsunuz HDP' ye , o zaman bu partiye oy verenlere sayıp sövmek yerine 'demek ki biz halka yeteri kadar ulaşamamış onları ikna etmeyi başaramamışız' diyerek, özeleştiri yapmanız gerekmez mi? En azından siyaseten yarın tekrar oy isteyeceğiniz seçmene sövmenin size hiçbir fayda sağlamayacağını öngörüyor olmanız gerekmez mi? Gerçekten bu soruları soruyor olmak bile abes geliyor bana ama maalesef bu akıl tutulması bir türlü son bulmuyor ve bizlerde bu gündemi yorumlamak zorunda kalıyoruz...
Oysa ki ; memlekette her gün şehit haberlerinin gelmeye devam ettiği , seçimlerin üzerinden tamı tamına 60 gün geçmiş olmasına rağmen halen hükümetin kurulamadığı , bugün itibariyle 32. gününü dolduran koalisyon görüşmelerinde neyin görüşüldüğünü, anlaşıldıysa eğer hangi konularda nasıl bir anlaşma yapıldığı, yok eğer anlaşılamadıysa ,anlaşmazlığın nedenleri ve müsebbipleri hakkında hiçbir fikrimizin ve bilgimizin olmadığı uzun metraj koalisyon görüşmelerinin halen devam ettiği, oldukça zor ve sıkıntılı bir süreçten geçmekteyiz. Ve ne yazık ki bu zorlu süreçte ülke olarak en çok akla ve sağduyuya ihtiyacımız varken işte durum ortada... Allah (c.c) sonumuzu hayır etsin.
Haftaya görüşmek üzere hoşça ve sevgiyle kalın...
YORUMLAR