Geçen hafta Cumartesi günü Başkent' in göbeğinde patlayan bomba ,sadece (en son resmi rakamlara göre) 102 yurttaşımızı almadı bizden. Sanki aynı zamanda ülke olarak acıda birleşme , ortaklaşma, empati yapma gibi toplumları millet yapan, bir ve bütün yapan, nice hasletlerimizi de havaya uçurdu. Yada kim bilir; bu çözülme , bu acımasızlık, bu cinnet hali , bu kutuplaşma çok önce başlamıştı da belki bu aşağılık bomba patladığında, yüzümüze vuran bir şamar gibi bütün acısıyla , apaçık hissettik ve yüzleştik bu tabloyla...
Öncelikle şunu hemen belirtmek isterim ki; Cumartesi günü yaşanan o lanetli, o hain, o aşağılık saldırının neticesinde kaybettiklerimizin acısını ifade etmekte kelimelerim tam anlamıyla kifayetsiz kalıyor. Lugatimde ki hiçbir kelime; bu adi , bu insanlık dışı saldırıyı lanetlemeye yeterli gelmiyor. Maalesef ki ; elimden sadece dua etmek geliyor. Saldırıda hayatlarını kaybeden bütün yurttaşlarımıza Allah 'tan (c.c) rahmet , yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Cenabı Allah (c.c) bu saldırıyı planlayan, uygulamaya koyan kim varsa da KAHHAR ismiyle kahretsin!
Beni bu elim hadisede oldukça üzen ve tedirgin eden bir başka husus da yazının başında da belirtmeye çalıştığım, toplumdaki bu öfke birikimi. Elbette ki; 7 Haziran' dan bu yana yaşanan terör eylemleri karşısında toplum olarak hepimiz öfke doluyuz . Hergün memleketin dört bir tarafından gelen şehit haberleri karşısında , şehitlerimizin geride bıraktıkları ailelerinin, ekranlardan şahitlik ettiğimiz acıları karşısında öfke duymamak mümkün mü?? Ancak gelin görün ki son günlerde toplumdaki bu öfke birikiminin tezahürleri öylesine enteresan bir hal aldı ki bizi biz yapan örflerimize geleneklerimize hatta ve hatta inancımıza, imanımıza ters, hal ve hareketler sanki bu öfkenin arkasına gizlenen sinsi bir şeytan misali bizimle uğraşmakta...
Ben de; ''bu sinsi şetanı başımızdan kovmak gerek, herkesi birbirine düşürebilecek bu öfke halinden kurtulup, birlik ve beraberliğimizi hatırlamamız gerek, ama nasıl? '' diye düşünürken, imdadıma CNN Türk ekranlarında gördüğüm ve yeniden hatırladığım bir şiirin VTR si yetişiverdi. Bu VTR yi izleyince bunun üstüne söz söylenmez deyip , siz değerli okuyucularımlada, benimle aynı hisleri uyandırması temennisiyle, Aşık Veysel Usta' nın bu güzel şiirini paylaşmaya karar verdim.
Dava İnsanlık Davası
Allah birdir Peygamber hak
Rabbül alemindir mutlak
Senlik benlik nedir bırak
Söyleyim geldi sırası
Kürt'ü Türk'ü ne Çerkez'i
Hep Adem'in oğlu kızı
Beraberce şehit gazi
Yanlış var mı ve neresi
Kur'an'a bak İncil'e bak
Dört kitabın dördü de hak
Hakir görüp ırk ayırmak
Hakikatte yüz karası
Bin bir ismin birinden tut
Senlik benlik nedir sil at
Tuttuğun yola doğru git
Yoldan çıkıp olma asi
Yezit nedir, ne kızılbaş
Değil miyiz hep bir kardaş
Bizi yakar bizim ataş
Söndürmektir tek çaresi
Kimi ne çeker dilinden
Hem belinden hem elinden
Hayır ve şer emelinden
Hakikat bunun burası
Şu alemi yaratan bir
O'dur külli şeye kadir
Alevi sünnilik nedir
Menfaattir varvarası
Cümle canlı hep topraktan
Var olmuştur emir hak'tan
Rahmet dile sen Allah'tan
Tükenmez rahmet deryası
Veysel sapma sağa sola
Sen Allah'tan birlik dile
İkilikten gelir bela
Dava insanlık davası...
Bu Kötü günlerin en yakın zamanda geride kalması dileğiyle hoşça ve sevgiyle kalın...
YORUMLAR