Geçtiğimiz hafta; artık iyiden iyiye bayatlamış bir haber görümüne bürünmüş olsa da, benim için halen güncel ve önemli niteliğini koruyan Rusya ile ilişkiler meselesi, Diyarbakır ' da yaşanan kaygı ve üzüntü verici olaylar ve tabiki Türkiye'nin Irak'ta Başika bölgesine gönderdiği askerlerin görüntülerinin basına yansımasıyla bölge ülkeleri ve küresel güçlerin bu görüntüye karşı gösterdikleri tepkiler arasında beni o kadar sevindiren ve heyecanlandıran bir gelişme oldu ki, ben bu hafta ki yazımda bütün herşeyi bir kenara bırakıp bu olay üzerinde durmaya karar verdim.
Yazımın başlığında da belirttiğim üzere, duyduğumda bana, ''olması gereken İşte tam da budur! '' dedirten olay ; 64. Hükümetin Başbakan Sn. Ahmet DAVUTOĞLU önderliğinde ve yine kendilerinin ağzından ''Hükümetin Eylem Planı '' nı açıklamasıydı. Bazı okurlarımın , ''Ne var canım bunda? Bu zaten olması gereken bir uygulama.. '' dediklerini duyar gibiyim. Ancak bu noktada böyle düşünen okurlarıma hemen şu soruyu sormak isterim. Tamam , evet, haklısınız, bu zaten olması gereken , doğrudur da; bu zamana kadar olduğuna hiç rastladınız mı? Cevabı ben vereyim isterseniz...
Daha önce seçimlerden zaferle ayrılan bir partinin, üstelik seçimlerin hemen arkasından ve üstelik kendisini sıkıştıran bir muhalefet bloğu vs. 'nin baskısı altında da kalmaksızın, halkının karşısına geçip de ; '' Ey Halkım! Ben seçimlerde senden oy isterken , sana vaatlerde bulunmuştum ya , işte ben; o vaatlerimi, şu sırayla, şu kadar sürede yapacağım. Sen de bunu bilerek sözümü yerine getirip getirmediğimin takipçisi ol ve beni denetle! '' dediğine hiç şahit olmadık. Halbuki bu durum son derece olağan...Halbuki bu durum gayet normal...Halbuki bu zaten olması gereken...İşte bütün bu normallikleri nedeniyle yine söylüyorum ki ; beklediğimiz TAM DA BUDUR!
64. Hükümetin Başbakanı sıfatı ile Sn. Davutoğlu ' nun açıklamış olduğu Hükümetin Eylem Planı, bana göre bundan sonra iktidara gelecek olan bütün hükümetlere; yeni bir anlayış, yeni bir vaat sorumluluğu duygusunu zorunlu kılma hali getirdiği için çok sıradan gibi gözüken büyük bir devrim niteliğindedir. Türkiye' nin tam da bu tarz reformlara ihtiyacı vardır. Halkına değer veren ve yüklendikleri sorumluluğun bilincinde ,görev tanımlarını halka hizmet ve yine halka hesap verme olarak yapabilen bir iktidar anlayışı, hiç şüphesiz Türkiye' nin aydınlık geleceği için olmazsa olmaz ön koşuldur. Ancak böyle bir yönetim anlayışı ile toplum olarak kendimizi geliştirebilir ve ileri refah seviyelerini hedefleyebiliriz. Bu vizyona katkı sunan herkese kendi adıma teşekkür ediyor, bundan sonrası içinde aynı vizyonla icraatlara devam edilmesini canı gönülden temenni ediyorum.
Haftaya görüşmek üzere, hoşça ve sevgiyle kalın...
YORUMLAR