Sevgili okurlarım ;
Öncelikle 7 Haziran Genel Seçimlerinin vatana millete hayırlı olmasını temenni ederek yazıma başlamak isterim. Milletçe oldukça gergin, sert ve stresli bir sürecin ardından seçimleri de geride bırakmış bulunuyoruz.
Son yazılarımda seçim süreci ile ilgili kaygılarımı sizlerle de sıklıkla paylaşmıştım. Ne yalan söyleyeyim bu süreç boyunca gündeme düşen her haberde adeta öldüm öldüm dirildim. Hatta son yazımda da ''kalan iki günü sağsalim geçirsek de rahat bir nefes alsak'' diye temennilerimi kaleme alırken, tam da o yazının yayınlandığı gün bütün korktuklarımın başımıza geleceği hissiyatnı veren Diyarbakır'daki menfur patlama haberi ömrümden ömür aldı desem yeridir. Tüm ülke olarak nasıl bir felaketten kurtulduğumuzun yeterince farkında mıyız bilmiyorum ama Allah'a c.c hamd olsun ki bu aşağılık saldırıyı planlayanlar her kimse, oyunları tutmadı ve sağduyu hakim geldi. Bin kere milyon kere şükür... Gelmiş geçmiş olsun, bir daha da yaşanmasın diyelim ve Türkiye'nin seçimlerine birlikte bir göz atalım...
7 Haziran akşamı ekranlara yansıyan tabloyu görünce milletin irfanı karşısında saygıyla eğilmek geldi içimden. Belki bu sözlerimi yadırgayabilirsiniz. Şahsen ben; kendi çevremden aldığım izlenimlere bakınca, seçim sonuçlarının bir kargaşa veya kaos ortamına zemin hazırlayabileceğine, ekonominin bu sonuçlar karşısında bocalayacağına hatta Türkiye'yi yakın tarihte siyasi ve ekonomik bir krizin beklediğine dair yorumlara şahit olunca ''ben de mi bir tuhaflık var acaba? '' diye düşünmeden edemedim. Çevremden gelen bu yorumlara katılıyorsanız eğer elbette benim memnuniyetimi hatta ve hatta hayranlığımı yadırgayabilirsiniz. Ancak ben son derece çarpıcı mesajlar içeren tüm siyasete ve siyasilere öyle ince falan da değil, açık ve net ayar veren bu tablo karşısında kesinlikle karamsar değilim.
Herkesin bildiği, şu parti oyunu şu kadar arttırdı bu parti bu kadar kaybetti den ziyade ortaya çıkan oy oranlarıyla seçmenin ne mesaj verdiğine kafa yormak gerektiğine inanıyorum. Geri kalan kısmı ortaokul seviyesinde matematik bilgisinden ibaret...
1- Seçmen illede uzlaşı dedi !
2- Seçmen barış istiyorum dedi !
3- Seçmen başkanlık sistemi tartışmalarına açık ve net noktayı koydu. Başkanlık sistemine Hayır, Parlementer sistemi geliştirerek yola devam edin dedi...
Bu sonuçları ve seçmenin bu mesajlarını herkes iyi okumalı. Siyasi partilerden hangisi bu mesajlara kulak asmaz, hatalarını görmez ve diyaloğa kapalı olduğu izlenimi verirse bir sonraki seçimin kaybedeni onlar olacaktır.
HDP Barajı Aşamasaydı Ne Olurdu?
Seçim sonuçları açıklandığı günden bu yana sosyal medyada Ak Partililer ile MHP liler arasında HDP'ye barajı siz geçirdiniz tartışması yaşanıyor. Ben şimdi bu tartışmaya taraf olan ve HDP'nin barajı geçmesinden şiddetle rahatsızlık duyan hatta ızdırap çeken arkadaşlara bir soru sormak istiyorum. Acaba HDP barajı geçemeseydi ne olurdu diye hiç düşündünüz mü? Ya da soruyu tersten sorarsak HDP barajı geçti de ne oldu?? Ülke mi bölündü? Savaş mı çıktı? Ne oldu, niye bu infial?
Evet ülke olarak yıllarca biriktirdiğimiz acıların pek çoğu hala taze. Evet, her gelen şehit haberi ile perişan olduğumuz, gözyaşlarımızı tutamadığımız günler hafızalarımızdan silinmedi henüz. Tamam HDP'de gerek Öcalan'a bakışları gerekse PKK ile aralarına halkı tam anlamıyla tatmin edecek derecede bir mesafe koyabilmiş de değil? Bütün bu nedenlerden dolayı ''nasıl olurda HDP bu seçimin kazananı olur, nasıl olurda meclise girerler'' diyen arkadaşları anlıyorum ancak bir nefes alıp olaya derinlemesine bakmak gerektiğine inanıyorum. Eğer ki HDP pazar gecesi 4.500.000 küsur oyla diyelim ki %9,9 oyla barajın altında kalsaydı, PKK da bu sonuçlar karşısında tüm dünyaya dönüp işte bakın T.C Devleti bizim bütün legalleşme çabalarımıza rağmen önümüze engeller çıkarttı bizde silahlı mücadeleye mecbur kaldık diyerek tekrardan teröre baş vursaydı tüm dünyada meşruiyet kazanmış, terörist olmaktan özgürlük savaşçısı olmaya terfi etmiş olmaz mıydı?? Halbuki şimdi Selahattin DEMİRTAŞ , Öcalan'ın en büyük rakibi durumuna gelmiştir ve artık PKK'nın önünde silah bırakmak dışında hiçbir seçenek kalmamıştır! Türkiye'de on yıllardır iliklerimize kadar işleyen acıların, yüreklerimizi kanatan ve halletmek zorunda olduğumuz terör belasının sonuna hiç bu kadar yakın olunmamıştır. Ve bu durum seçimlerde oy kullanan milletin engin irfanı feraseti neticesinde ortaya çıkmıştır. Durumu böyle okumak ve sosyal medyada boş yere feveran etmemek gerekir. Ben bu apaçık realiteye rağmen sağda solda sızlananları azınlık kabul ediyor ve 7 Haziran günü sandıktan çıkan bu neticenin mimarı olan Türk milletinin irfanı ile iftihar ediyorum.
Haftaya görüşmek üzere hoşça ve sevgiyle kalın...
YORUMLAR