Sonunda beklenen oldu ve erken genel seçimlerin tarihi belli oldu. 1 Kasımda yeniden sandık başına gidiyoruz. Ne diyelim vatana millete hayırlı olsun. Gerçi ben, daha önceki yazılarımda da erken seçim kararının pek doğru bir tercih olmadığını ve yapılacak yeni seçimlerde, 7 Haziran seçimlerinden çıkan sonuçlarda öyle radikal bir değişiklik beklemediğimi sıklıkla vurgulamıştım. Ancak şuda bir gerçek ki siyasette 24 saat bile çok uzun bir süre olduğundan öyle çok keskin konuşmamak gerekebilir,artık biraz daha sabredip sonuçları hep birlikte izlemekten başka çare yok. Bekleyip göreceğiz inşallah hayırlı bir netice çıkar ve memleket içinde bulunduğu sıkıntılı günleri bir an evvel en az hasarla atlatmayı başarır.
Evet siyasette 24 saat gerçekten de çok uzun bir süre hele de ülkemizde.. Bakınız ; Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcılarından Sn. Tuğrul TÜRKEŞ , Başbakan Sn. Ahmet Davutoğlu'nun yapmış olduğu , kurulacak seçim hükümetine bakanlık teklifini kabul etmesiyle birlikte kendisini bir anda kesin ihraç istemiyle partisinin disiplin kurulunda buluverdi. Peki bu durum sizleri şaşırttı mı...? Şahsen ben, ne Sn. Türkeş' e yapılan teklife, ne Sn. Türkeş' in teklifi kabul etmesine , ne de bu durum karşısında Sn. Bahçeli ve partililerin verdiği tepkiye zerre kadar şaşırmadım. Beni asıl şaşırtan gün gibi aşikar olan bu durumu hiç kimsenin beklemiyormuş gibi yapması oldu..
Hatırlarsanız 7 Haziran seçimlerinden sonra Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan, Sn. Deniz Baykal ile başlayan daha sonra HDP' li Sn. Celal Doğan ile devam eden istişare görüşmeleri ile bana göre son derece kritik siyasi hamlelere imza atmıştı. O dönemde kulislere Sn. Cumhurbaşkanının MHP' den de bir üst düzey yönetici ile görüştüğü bilgisi düşmüştü. Hatta bu bilgi biraz yüksek sesle dillenmeye başlayıp basında da yer alınca MHP Genel Başkanı Sn. Bahçeli konu hakkında bir açıklama yaparak bu bilgiyi doğrulamış ve bu görüşmeyi yapan kişinin peşinde olduğunu ,ne pahasına olursa olsun bu kişiyi bulup gerekeni yapacağını kamuoyu ile paylaşmıştı.
Ne varki ; o gün bugün ,bu gizli görüşmeyi yapan kişi hakkında ne MHP kurmaylarından ne de görüşmenin diğer tarafı olan Beştepe cenahından hiçbir açıklama gelmedi. Ta ki Sn. Tuğrul Türkeş'in kendisine gelen bakanlık teklifini kabul etmesine kadar. Gerçi hala direkt olarak bu konu ile ilgili bir açıklama gelmiş değil ama sanırım Sn. Bahçeli' nin yaptığı açıklama ve Sn. Türkeş' in partisi tarafından neredeyse hain ilan edilmesi durumu açıklamaya kafi gelmiştir. İşte benim anlamadığım bu herkesin bildiği yada şöyle söyleyelim ,herkesin bilmesi gerektiği bu durumu büyük şok, büyük sürpriz gibi yansıtmak. Benim için şurası çok net ki; hem bu görüşmeden, hem de bu teklifin gelme olasılığı ve sonrasında verilecek cevaptan MHP lideri Sn. Bahçeli ' nin habersiz olduğunu varsaymak açık olarak Sn. Bahçeli' nin liderlik vizyonu ve misyonuna saygısızlık olur. Öyle ya; koskoca MHP Genel Başkanı partisinden bu kadar bi haber olamaz olmamalıdır. O zaman diyeceksiniz ki; " madem haberdardı niye son ana kadar bekledi ve sonunda ihanete uğradığı açıklamasını yaptı? En baştan ifşa etseydi ya durumu ..." Ne diyeyim haklısınız...niye böyle oldu niye bu kadar şaşırılmış gibi yapılıyor ben de bilmiyorum. Herhalde Sn. Başbuğun hatırı olsa gerek diyelim ...
Velhasıl hamleler yapıldı yapılmaya da devam ediliyor ve erken seçime doğru adım adım ilerliyoruz. Bakalım bu süreçte daha hangi bildiğimiz gerçeklere şaşırıp, şok geçireceğiz..? Haftaya görüşmek üzere hoşça ve sevgiyle kalın...
YORUMLAR