Sultanahmet Saldırısı Üzerine Bir Okuma
Şirin Kurban

Şirin Kurban

Şirin'in Penceresi

Sultanahmet Saldırısı Üzerine Bir Okuma

15 Ocak 2016 - 12:09

Terör bu defa da İstanbul ' un en gözde turizm mekanlarından birinde, Sultanahmet meydanında kendini gösterdi. Suriye uyruklu olduğu ve IŞİD (DEAŞ) terör örgütü ile bağlantılı olduğu olay sonrasında kesinleşen saldırgan, Sultanahmet' te gezmekte olan ve çoğunluğunu Alman turistlerin oluşturduğu bir turist kafilesini hedef aldı.
Öncelikle şunu söylemeliyim ki ; bu terör denen illet nereden ve kimden gelirse gelsin , kimi yada neyi hedef alıyor olursa olsun lanetlenmelidir. Ben de bu olayı lanetliyor saldırıda hayatlarını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı , yaralılara da acil şifalar diliyorum. Bu olay karşısında tüm dünyanın bir kez daha hatırlaması ve tek bir ağızdan vurgulaması gereken gerçek şudur ki ; terörün dili, dini, ırkı, milleti olmaz.
Ancak ne var ki; Avrupa basınının haberi veriş biçimine bakacak olursak diğer tüm terör saldırılarında da olduğu gibi bu saldırıda da iki yüzlü bakış açısı hemen kendini gösterdi. Bir gazeteci olarak daha yakın zamanda Fransa' da yaşanan terör olaylarında azami hassasiyetle davranan dış basının, her ne hikmetse Sultanahmet 'teki saldırıda bu özenden son derece uzak bir tutum sergilemesini , olaydan sonra bolca kan ve vahşet içeren görüntülerle haberi geçmesini son derece yadırgadığımı belirtmek istiyorum. Oysa ki ; bu hain saldırıların hedefi tüm insanlıktır. Üzerine kilolarca bomba bağlayarak kendisini patlatan ve beraberinde onlarca masum, sıradan sivil insanı öldüren, yaralayan , korkutan, cani ; insani duyguları ve tüm insanlığı hedef almıştır. İşte tam da bu yüzden bu ve bunun gibi canilerin, diline dinine ırkına bakmaksızın tek sesle insanlık adına bu eylemler lanetlenmelidir. Umarım insanlık bu noktaya birgün gelecektir.
Teröre karşı genel bakışımı belirttikten sonra biraz da Sultanahmet' te yaşanan bu vahşetin detaylarına bakmak isterim.
Yaptığı saldırıyla öncelikle insanlığı hedef alan cani; yakın tarihte Suriye sınırımızdan ülkeye giriş yapmış. Belli ki saldırı oldukça planlı ve organize. Zira ; saldırgan ülkeye sokulduktan sonra kısa bir süre içinde İstanbul' a geliyor ve burada Zeytinburnu' nda ikamet eden 3 Suriyeli mültecinin yanına yerleşiyor. Prosedürler gereği polis merkezine başvuruları tamam. Hatta bu başvurular esnasında parmak izi bile veriyor. Zaten kimliği de emniyetteki bu parmakizi sayesinde kısa süre içerisinde anlaşılabiliyor. Saldırının seçildiği yer , hedef alınan turist kafilesi hepsi en ince detayına kadar çalışılmış. Düşünsenize Almanya ' nın Tornado keşif uçaklarının İncirlik Hava Üssünden kalkarak Suriye' de keşiflere başlamasından sadece 8 gün sonra Sultanahmet' te gerçekleşen bu saldırıda ölenlerin çoğu Alman Pasaportlu. Bu kadar tesadüf olabilir mi? Belli ki ; birileri Suriye üzerinden devam eden çok bilinmeyenli denklemde yerini alan Almanya' ya ve tabiki Avrupa Birliği' ne bir mesaj göndermeye çalışıyor. Olansa yine masum sivillere oluyor.
Ben bu sütunlarda haftalarca Suriyede ki post modern dünya savaşı izlenimi veren güçler çatışmasını işlemeye çalıştım. Ancak yazımın bu son bölümünde Sultanahmet saldırısına dair dış basından bir tespite yermek istiyorum. Zira saldırıyı ve amaçlarını farklı bir bakış açısıyla ele alan yazı dış basında gözüme çarpan en objektif ve en yaratıcı yazıydı. İtalyan La Stampa' da yer alan haber aynen şu şekilde; “Suriye'de IŞİD'e karşı savaşa katılan Alman Tornadoları Türkiye'deki NATO üslerinden havalanıyor. İstanbul'un göbeğinde Alman turistlere düzenlenen saldırıya neden olarak belki bu yeterli. Korkunç günün ardından Almanların kasıtlı olarak hedef alınmış olabilecekleri şüphesi ortada duruyor. Hemen şu soru ortaya çıkıyor: Neden Almanya? IŞİD'in hedeflerine baktığınızda cevap basit. Askeri nedenlerin yanında Almanya aynı zamanda geçen yıl sığınmacılara dostça karşılamanın bir sembolü haline gelmişti. Ayrıyeten Almanya, güçlü bir sağ ya da göçmen karşıtı partinin bulunmadığı Avrupa'daki neredeyse son ülke. IŞİD Batı'yı bölmek, aşırı sağcı hareketleri güçlendirip ılımlı Müslümanları radikalleştirmek istiyorsa Almanya ilk hedeflerden biri olmak durumunda.” . Gerçekten de çarpıcı bir tespitte bulunan bu yazıda atlanan en önemli husus şu ki, ben de yazımı bununla bitiriyorum. Müslümanın ılımlısı, radikali ,gericisi ilericisi olmaz hele hele teröristi hiç olmaz. Terör terördür ve lanetlidir!!!
Haftaya görüşmek üzere , hoşça ve sevgiyle kalın...

YORUMLAR

  • 0 Yorum