Seçimlere sadece üç hafta kalmışken , seçimlere katılan iddia sahibi bütün partilerden aynı sloganı işitiyorum. ''Bu seçim, gelmiş geçmiş en önemli seçimdir..! '' . Siyasi Partilerin; kendi teşkilatlarındaki heyecanı artırmak için, üyelerini motive etmek veya moral aşılamak için bu tarz sloganları kullanması son derece normaldir tabiki. Ancak ne var ki; bu slogan, farklı görüşte oldukları için birbirine taban tabana zıt anlamlarda ve birbirine taban tabana zıt beklentilerle de olsa, sokakta da sıkça kullanılmaya başlandı. Ben de bu yazımda durumu farklı bir açıdan ele almak istedim.
Aslına bakarsınız son günlerde dünya gündeminde gerçekleşen olaylar ve derin analizlere muhtaç öylesine gelişmeler olmaktayken, kendi içimize kapanmış ve iç meselelerle boğuşan bir ülke görünümünde olmamız beni fazlasıyla rahatsız ediyor.
Maalesef sınırlarımızın hemen öte tarafında bir satranç tahtasının kurulduğu ve dünyanın geleceğine şekil veren bütün büyük güçlerin, bu satranç tahtası üzerinde adeta yapacakları hamleleri planlayan ve uygulayan birer Kasparov' a dönüştüğü şu dönemde, bizim ülke olarak, güçlü bir hükümetten yoksun; terör ,ekonomi vs. gibi iç sorunlarla boğuşan ve son seçimini henüz 4-5 ay evvel yapmış olmasına rağmen, çıkan sonuç neticesinde yeniden seçime gitmek zorunda kalan bir ülke halinde olmamız, inanın bana çok büyük bir talihsizliktir. Zira; gerek Rusya' nın NATO' ya rağmen Suriye' ye aleni şekilde asker göndermesi ve savaş uçaklarıyla Suriye semalarından (arada bu sınırları da tanımayıp bizim hava sahamızı da ihlal ederek) dilediği gibi muhalif grupları bombalaması, gerekse Amerika' nın birden bire Esad' ın diktatörlüğünü yeniden hatırlaması ve Esad' sız formülleri yeniden gündeme getirmesi bu oyunun ne kadar büyük olduğunu ve kılıçların iyiden iyiye çekildiğinin en belirgin göstergesidir. Hatta ve hatta son günlerde patlayan Volkswagen skandalını, Suriyeli mültecilerin sanki bir yerden talimat almışlar gibi akın akın Avrupa'ya geçme çabalarını ve bu gerçekliğin (hayli dramatik bir biçimde) dünya gündemine taşınmasını bile, bu oyunun birer parçası olarak görmek gerektiğini düşünüyorum.
Yani; yanı başımızda, Amerika ve Rusya'nın başını çektiği, Almanya önderliğinde AB' nin kendini hatırlatmaya çalıştığı ve diğer büyük güçlerin (İran, Çin, ) rol bekledikleri bir oyun var ve maalesef biz olabileceğimiz en hazırlıksız halimizle yakalanmış durumdayız.
Ne yazık ki; artık bu duruma yakınmanın bir faydası olmayacağı için, önümüze bakmaktan ve 1 Kasım seçimlerinden Ülkemiz için en hayırlı neticenin çıkmasını dilemekten başka yapacak birşey yok. Ancak şunu hemen belirtmeliyim ; 1 Kasım seçimlerinden sonra çok güçlü, çok akıllı bir ülke yönetimine şiddetle ihtiyaç duyacağız. İşte bütün bu saydığım nedenlerden dolayı benim içinde 1 Kasım seçimleri gerçekten ''tarihi önem'' arz eden bir seçimdir.
Haftaya görüşmek üzere, hoşça ve sevgiyle kalın....
YORUMLAR