Ünlü tarihçi-yazar Yavuz Bahadıroğlu’nun ‘’ Osmanlı’nın Yazılmamış Tarihi ‘’ isimli kitabını okurken, Osmanlı Devleti hakkında bilinmeyen birçok bilgiyi ve olayı öğrenme fırsatı buldum. Bu yazıda Osmanlı tarihinde isimsiz çocukların nasıl başarılı olduklarını, nasıl tarih yazdıklarını anlatarak, günümüz kuşağının başarıya giden yolda asla ümitsizliğe düşmemesi gerektiği gerçeğini somut olaylar üzerinden temellendirmeye çalışacağım.
İlk kahramanımız Cezzar Ahmed Paşa. Bosna’dan İstanbul’a kimsesiz bir devşirme olarak getirilmiş. Önce İstanbul’da bir berberin yanına çırak olarak verilen Ahmed Paşa, zekâsı sayesinde zanaatı çabucak öğreniyor ve berberlikte adeta devrim yaparak, zaman zaman kendisine tıraş olmaya gelen Hekimoğlu Ali Paşa’nın dikkatini çekmeyi başarıyor. O devirde, Osmanlı Devleti’nin her üyesi, yitik zeka ve kabiliyetleri ortaya çıkarmaya memur bir ‘’ yetenek avcısı ‘’ dır. Ali Paşa, genç berber çırağını saraya öneriyor ve daha sonra berber çırağı Enderun’a alınıyor, eğitiliyor, yetiştiriliyor ve seksen yaşında Akka’yı Napolyon Bonapart’a karşı kahramanca savunuyor. Adını dünya tarihine yazdırıyor: Yenilmez Fransız komutanı yenen Osmanlı Paşası diye. Fransızların ‘’ yenilmez ‘’ dediği mağrur genele ilk mağlubiyetini tattıran ve ‘’ bir ihtiyara maskara olduk. Akka’da durdurulmasaydım, belki Şark İmparatoru olurdum’’ dedirten Osmanlı Veziri, eski bir berber çırağıdır…
İkinci kahramanımız ise Köprülü Mehmed Paşa. Osmanlı Devleti’ni derleyip toparlayan meşhur Sadrazam Mehmed Paşa’da, saraya bulaşıkçılığından sadrazamlığa yükselen bir yetenektir. Saraydaki ilk işi bulaşıkçılık, ikinci işi aşçı yamaklığı olan Mehmed Paşa, çalışkanlığı ile göze girdi ve hızla yükseldi. Çorum Sancak Beyliği, derken ‘’ Beylerbeyi ‘’ payesi ile Trabzon valiliğine atandı. Köprülü Mehmed Paşa’nın hayatına bakınca, insan, kararlılığın, çabanın, çalışkanlığın, fedakarlığın, sabrın, gerektiğinde risk almanın ve kişisel inisiyatif kullanmanın ne anlama geldiğini anlayabiliyor
Özet olarak, yukarıda örnek olarak 2 tarihi şahsiyetin hayat hikâyesinden bir kesit sunmak istedim. Bu örnek olaylardan çıkaracağımız elbette birçok sonuç vardır. Ancak, hepsinin ortak bir sonucunu: ‘’ Çalışmayanın başardığı görülmemiştir. ‘’ şeklinde nitelendirebiliriz.
Başarının ilk koşulu istemek, ikinci koşulu inanmak ve üçüncü koşulu ise çalışmaktır. Risk alarak çalışmaktır. Risk almazsanız, kendinizi gerektiğinde zora sokmazsanız, yorulduğunuz anda çekilirseniz kaybedersiniz. Bir işe başladığınızda ‘’ yapamam- başaramam ‘’ demeden, yılmadan, yıkılmadan, bıkmadan, umutsuzluğa kapılmadan ve asla vazgeçmeden çalışmalarınızı sürdürün. Hayatınızda bu cümleler anahtar kelimeniz olsun;
# Çalışmayanın başardığı görülmemiştir.
# Risk alın!
# İsteyin!
YORUMLAR