Toplum yararına çalışan ve bu yönde kamuoyu oluşturan, sorunların çözümüne katkı sağlayarak çoğulculuk ve katılımcılık kültürü geliştiren, demokratik işleyişe sahip aynı zamanda gönüllülük esasına dayanarak bir araya gelen bireylerden oluşan yerel ve bölgesel kalkınmaya katma değer sağlayan sosyal kalkınmanın öncüsü sivil toplum kuruluşları, faaliyet gösterdikleri toplumdaki siyasal, sosyal ve ekonomik değişimlere öncülük eden, temsil ettikleri toplumsal kesimlerin sorunlarını ve taleplerini dile getirerek yönetim mekanizmalarını etkileme gücüne sahip dinamik yapılar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Toplumsal sosyal kalkınmanın temel hedefleri arasında yer alan; sağlık, eğitim, çevre, sosyal haklar, ekonomi gibi alanlarda toplumu oluşturan her bireyin ve özellikle dezavantajlı grupların engellerden uzak, fırsat eşitliğine sahip olduğu sağlıklı ve bilinçli bir toplum yapısında, gerek sivil toplum kuruluşları, gerekse halkın bütüncül bir yaklaşımla yerel paydaşlar olarak görülmesi sosyal kalkınmanın en önemli yansımalarını oluşturmaktadır.
Yerel kalkınmaya yön verilmesinde ve bir şehre dair karar alma mekanizmalarında sivil toplum kuruluşlarının yer alması bütüncül bir paydada buluşularak planların eyleme dönüşmesi ve denge- denetleme yaklaşımı açısından önem taşıdığından, İzmir ilinde faaliyetlerini göstermekte olan sivil toplumu oluşturan tüm paydaşlarla şehrin geleceğini birlikte tartışmak, mevcut durumunu analiz etmek ve yine katılımcı bir yaklaşım ile çözüm önerileri getirmek Bir Şehir Hayali çalışmasının amacını oluşturmalıdır.
Daha yaşanabilir ve erişebilir bir şehir ancak katılımcılığın yüksek olduğu bir yaklaşım ile gerçekleştirilebilir. İzmir ili, başta Belediye Başkanı olmak üzere farklı karar alıcıların yönetişim yaklaşımı gereği bölgede faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının katkılarına ve katılımcılığına önem vermeli ve bu önemi uygulamalar da da aktif olarak göstermelidir.
Karar alma mekanizmaları her düzeyde katılımcılığa açılmalı, yönetişim yaklaşımı idarenin işleyişinde hakim kılınmalıdır. Bu yaklaşımın yerel düzeyde konsolide edilmesini kolaylaştırmak şehri oluşturan bütün paydaşlara düşmektedir. O halde şehri yöneten karar alıcılar paydaşlarla olan ilişkilere önem vermeli, katılımcı demokrasinin olmaz olmaz unsuru olan vatandaş ve sivil toplum katılımını yönetsel mekanizmalarda etkin olarak gerçekleştirmelidirler.
YORUMLAR