Kitabın ana temasını şu söz sarih bir şekilde açıklamaktadır.”Rüzgâr ne yönde eserse essin doğru olanı yazmalı ve doğru olanı yapmalıyız.”
Yaşayan ‘sosyal’ kalkınma efsanesi olarak bilinen ünlü sosyal bilimci Ayşe KUDAT’ın hayat hikâyesini anlatan Rüzgâra Karşı Yarım Yüzyıl Sosyal Kalkınma isimli kitabı tavsiye ederdim. Hayatını ve yaşamını yoksul ve mağdur insanların sosyal sorunlarının ortaya çıkarılmasını ve bu konuda ulusal ve uluslar arası alanda çalışmalar yapılmasını ve bu çalışmaların yapılırken sistemin kendisine karşı nasıl direniş gösterdiğini yalın bir dille anlatılan kitapta sosyal kalkınma, çevre ve kadın hakları konularında yapılan çalışmalar dile getirilmektedir. Avrupa Siyaset Okulu’nun da temel konuları arasında yer alan ekonomik büyüme, sosyal kalkınma, çevre ve kadın politikaları gibi eğitimler ile de paralel bir şekilde değerlendirilebilecek bir kitap olarak gördüğüm Rüzgâra karşı yarım yüzyıl, bu alanda çalışan bizler için çok boyutlu düşünme yolunda önemli bir eser olarak görülmelidir.
Kitabı tavsiye etmemin bir diğer nedeni sosyal ve akademik alanda çalışmalar yürüten insanlar olarak toplumsal sorunların çok boyutlu olduğu bilincinin çalışmada anlatılan deneyimler ile pekiştirilmesi olacaktır. Seçilen konuların büyük ağırlığının yoksulluk odaklı olması ve bu alanda gerek Avrupa Birliği gerekse de Birleşmiş Milletler nezdinde savunuculuk çalışmaların nasıl yapıldığını analiz edebilme imkânımızın olacağını düşünmekteyim. Ayrıca, sosyal kalkınma konusunun her zaman pozitif bir süreç olarak işlemediğini yeri geldiği zaman “düzen karşıtı” olarak algılanması nedeniyle yapılan çalışmaların rüzgâra karşı olduğunu ve bu karşı olma durumunda ne gibi yöntemlerin ve stratejilerin izlendiğini anlatması bakımından da eser biz sosyal çalışanlar açısından önemli bir katma değer üretmektedir.
Ayşe Kudat’ın yaşam hikâyelerinden derlenen kitap dikkatle incelendiğinde Sayın Kudat’ın genç kuşak sosyal bilimcilerin alacakları feyz ile pek çok insanın mağduriyetlerinin ortaya çıkarılmasına ve yapılacak çalışmalar ile bu insanların mağduriyetlerine engel olmaya çalışacaklarından eminim.
Başkalarının fikirlerinden yararlanmak ve farklı fikirleri, eserleri ve deneyimleri mümkün olduğu kadar çok incelemek, toplumsal sorunlara daha etkin çözümler üretmemize ve sosyal sorunları daha iyi anlamamıza yardımcı olmaktadır. Ayşe Kudat’ın kitabı da gençlere yönelik bu alanda önemli çıkarımlar sağlamaktadır.
Sosyal kalkınmanın, ekonomik büyümenin gelir ve fırsat eşitliği teması çerçevesinde şekillendiğini yaşayarak öğrenen Kudat’ın hikâyesinde mevsimlik çocuk işçilerinin, kadınların ve dezavantajlı kesimlerin sorunlarının ana odak noktasını bu kavramlar oluşturmaktadır. Kitabı genel muhteviyatını analiz ettiğimiz zaman ise özellikle uluslar arası kurumlarda çalışma deneyimlerinin aktarıldığı ve bu deneyimler sayesinde ne gibi sosyal kalkınma çalışmaları yaptığı vurgulanmaktadır. Özellikle, dünya bankasında ve birleşmiş milletlerde kadın, su, çevre, ulaştırma ve sosyal kalkınma alanlarında çalışmasından dolayı sosyal değerlendirme çalışmalarını gençlere örnek göstermektedir.
Özet olarak değerlendirme yapmam gerekirse Ayşe Kudat’ın hayat hikâyesini ve bugüne kadar gerçekleştirmiş olduğu çalışmaları, deneyimleri anlatan Rüzgâra Karşı Yarım Yüzyıl kitabını şiddetle tavsiye ederim. Sosyal bilimler alanında çalışma yapanlara önemli noktalarda farkındalık yaratıcı bilgiler sunan kitabın siyaset okulu öğrencilerine yön vereceğini düşünmekteyim. Özellikle sosyal adalet ve sosyal kalkınma kavramlarının detaylı bir şekilde örneklendiği kitapta demokratik hakların gerçekten önceliklendirilmesi, çocuk, kadın ve çevre haklarının ulusal ve uluslar arası boyutta sosyal içermeci bir anlayış doğrultusunda savunulmasının gerekliliği açık bir şekilde yer almaktadır.
Bu kapsamda, gençlerin farklı düşüncelere önem vermesi gerektiğini, farklı uzmanlık alanları ile sosyal haklar teması çerçevesinde çalışmaların yapılmasını kolaylaştırmak açısından kitap faydalı bir kaynak olarak görülmektedir.
YORUMLAR