K R A L Ç I P L A K
Turan Çatal

Turan Çatal

Turan Çatal

K R A L Ç I P L A K

27 Ocak 2025 - 17:37

Terzi Sıdıka Hanım dikiş makinesinde elbiseler dikerken, devlet dairesinde memur olan eşi Yakup Bey de salonun bir köşesindeki yemek masasının üstünde, iş yerinden getirdiği dosyalar arasında daktilosuyla çalışmaktadır…

Evin erkek çocuğu, anne ve babasının arasında yol yaptığı halının çizgilerinde, en çok sevdiği oyuncak olan teneke itfaiye arabasını sürmektedir.

Dikiş makinesi ve daktilo sesleri arasında oynayarak büyüyen çocuk, estetiği, nezaketi, kurgu yeteneğini annesinden; Türkçe sevgisini, adalet duygusunu, mürekkep kokusunun büyüsünü babasından alan Metin Uca’dır…

Anne ve babasının Metin Uca’ya en büyük katkısı ise çalışma azmi ve de emeğin hayattaki en yüce değer olduğu gerçeğidir…

Çalışkanlığı ve üretkenliğiyle hepimizin gönlünü kazanan Metin Uca, her şeyi tam zamanında yapmasıyla da dikkat çeker.

Bunun nedenini, anne ve babasını kaybetmesinin ardından, onlardan kalan mektupların, fotoğrafların ve özel eşyaların olduğu çekmecede bulacaktır.

13 Kasım 1961 tarihinde gözlerini dünyaya açan sanatçı, “İşte O Çocuk” adlı programımızda bu özelliğini şöyle açıklar;

–“Birden evlilik cüzdanlarını buldum.

O zamana kadar ben onların evlilik tarihlerini bilmiyordum.

Bir açtım, 2 Şubat 1961

Yani ben o gece dünyaya çıkıyorum.

Her şeyi de zamanında yaparım.

Aşk çocuğu muyum bilemiyorum ama aşk olsun!”

Anne ve babasının nikah davetiyesindeki tarihten dokuz ay on gün sonra İstanbul’da, Süleymaniye Doğumevinde gözlerini dünyaya açmış olsa da dört yaşındayken Yakup Bey’in tayininden dolayı aile Ankara’ya taşınır.

Kızılay Meydanı’nda geçer çocukluğu Metin Uca’nın…

Oturdukları ev “Küflü Apartmanı”nın çatı katıdır.

Apartmanın birinci katında başkentin ünlü yayınevi olan, Ahmet Tevfik Küflü’nün kurduğu, adını aynı yerdeki Bilgi Kitabevinden alan “Bilgi Yayınevi” yer almaktadır.

Metin Uca hayatının ilk yazarıyla burada tanışır.

O yazar, Ahmet Tevfik Küflü’nün kayınpederi olan Kemal Tahir’dir…

Kendisinden altı yaş büyük olan kuzeninin küçülen elbiselerini giyerek büyüyen Metin Uca’yı, lise yıllarında koltuğunun altında “Devrimler ve Karşı Devrimler Tarihi” ansiklopedisiyle görürüz.

Dört ciltlik ansiklopediyi okumakla kalmaz, yaz tatilinde Ankara’nın devlet dairelerini gezerek satmaya başlar.

Öylesine başarılı olur ki Ankara’da tek başına tüm satışlardan daha büyük bir sayıya ulaşır.

Bir arkadaşından kiraladığı motosikletle Ankara’da kapısından içeri girmediği devlet dairesi bırakmaz.

Metin Uca’yı, kapağında “Devrimler Tarihi” yazan bir ansiklopediyle resmi binalardan içeriye rahatlıkla girebildiği 1970’li yılların Ankara’sında, çocukluğunda çok sevdiği oyuncak arabanın gerçeklerinin park ettiği itfaiye istasyonunda da görürüz.

Uca, 40 Ansiklopedi siparişiyle ayrılır o gün itfaiyecilerin arasından!..

İTÜ Kimya Mühendisliğini kazanarak doğduğu kente geri döner.

Okulun ilk gününde insanları güldürme yeteneğini keşfeder.

O gün derslikte toplanan birinci sınıf öğrencileri, numaraları okunduğunda ayağa kalkarak üst sınıflardaki abilerine hangi örgütten olduklarını söylemektedir.

Sonrasını Metin Uca’dan dinleyelim;

–“Bütün sol örgütler var.

Şundanım diyor, alkışlıyorlar, ya da sosyal faşist diye bağırıyorlar.

Öbürü halkın bilmem nesi.

Halkın karmaşası yaşanıyor.

79087 Metin Uca dediler.

Ben hafif doğruldum ve sosyal demokratım, dedim.

Maçka binasındaki tüm sosyalist abilerimiz ağız birliğiyle güldüler bana…”

Yazdığı kitaplar ve sahne oyunlarıyla ülkesinin karanlık dönemlerinde adaletli ve vicdanlı insanlara umut aşılayan Metin Uca, seyredenlerin beyinlerinde soru işaretleri uyandırdığı televizyon programlarında mehter marşını kullanır.

Metin Uca’nın bu konuda, padişah II. Mahmut tarafından kapatılan Mehter Bölüğü’nün, sarayın tek adamlığına karşı meclisi açtıran İttihat ve Terakkiciler tarafından yeniden kurulduğunu, “Neslin deden, ceddin baban” sözleriyle başlayan mehter marşını besteleyen İsmail Hakkı Bey’in, bandonun çaldığı Chopin’in cenaze marşıyla uğurlanan ilk insan olduğunu anlatacak kadar bilgi sahibidir…

Sanatçının bu ilgisinin nedeni babasıdır…

Metin Uca doğduğunda babası Yakup Bey Askeri Müze’de bulunan Mehter Bölüğünde görev yapan bir memurdur…

Metin Uca sabah sunduğu haber ve yarışma programlarıyla çıtayı öyle bir yükseltir ki bir daha hiç kimse o çıtayı aşamaz…

Mustafa Kemal Atatürk’ün düşüncelerinden asla ödün vermeyen, yalakalık ve şakşakçılıktan uzak, beyinlerde soru işaretleri yaratan, örtbas edilmek istenen gerçekleri gün ışığına çıkararak halkı bilgilendiren programlar yaptığı için işsiz kalır, çok sevdiği kamera karşısından uzaklaştırılır…

Medya tarihinin “Kral çıplak” diyen onurlu çocukları arasına adını yazdırır…

Tarih, zorbaları ve işbirlikçilerini değil,
o ve onun gibi olanları öne çıkaracak ve asla unutmayacaktır…

SUNAY AKIN,”KAFA” dergisi, Aralık 2023

Rahmetli Metin UCA nin Anısına Saygıyla…

Metin Hakkı Uca

Doğum:13 Kasım 1961 İstanbul
Ölüm. : 17 Kasım 2023 İstanbul

Türk sunucu, yazar, seslendirme sanatçısı.

 

Turan ÇATAL
Araştırmacı Gazeteci-Yazar

YORUMLAR

  • 0 Yorum