Sevgili okurlar; Öncelikle bu ilk yazım aracılığıyla değerli ağabeyim Salih Erkek'e kendimi ifade edebilmek adına şahsıma bir köşe verdiği için teşekkür ediyorum.
Sizlere zaman zaman siyasi, ekonomik, güncel konularda gerek gördüğüm durumlarda kendi duygularımı ifade etmeye çalışacağım.
İlk yazımda içinizi karartmak istemezdim; ancak benim içim kararmayı bırakın durumu duyunca yandı; sızladı...
Sanırım merak ediyorsunuz.
O halde hemen kanayan yaraya girelim.
Dün çok sevdiğim ilahiyatçı ağabeyim Ahmet Gündüz'ün eğitim verdiği Türkiye'nin en büyük okullarından biri olan Çınarlı endüstri meslek ve teknik lisesine ziyarete gittim.
Muhabbet arasında sevgili hocamın ve eli öpülesi öğretmenlerimizin, öğrencilerimizin içlerini acıttığı bir konuya kulak misafiri oldum. Ahmet hocamla baş başa kaldığımızda adı geçen konferans salonunu görmek istedim.
Sağ olsun kırmadı ve salonu gördüm görmesine de keşke görmeseydim diyemeden de kendimi alıkoyamadım.
Tam bir mezbelelik durumda olan konferans salonu ne namına ne Merkez İlçe sınırları içinde olan bir okula yakışmıyordu.
Koltukları yırtık, duvarları dökük 5 yıllık ömrü olan halıfleks 15 yıldır kullanıldığından dolayı yırtılmış tavan su aldığından dolayı beyaz renk sarılaşmış, tam bir çirkinlik abidesi olarak kendisine uzanacak eli bekliyor...
Öyle tahmin ediyorum ki! Benim aklıma gelen bu tabloyu gözünüzde canlandırdığınızda acaba bu okulda okuyan öğrenciler zengin ailelerin çocukları olsaydı ya da bu okul zengin semtlerde olsaydı ve bu okul siyaset arenasında siyasi yetiştirmiş, İzmir'deki zengin iş adamlarını yetiştirip dernek üyeleri olsaydı bu okulun konferans salonuna bu kadar sağır ve kör olurlar mıydı?
Tabi ki olmazlardı!
Peki ya ilçesi sınırları içerisinde olan okulda bu durumdan Sayın Konak belediye başkanı Sema Pektaş'ın sanırım haberi yok. Yoksa biz buradan duyuralım gerçi haberi de olsa 2015 bütçesinde bu gibi durumlara fazla bütçe ayırmamış Sema Hanım...
Sema hanım sesimizi duymazsa öğrenci aşkı ile yanıp tutuşan Aziz Kocaoğlu başkanımız var; sanırım o bizi duyar.
O da duymazsa İzmir MEB'den belki duyan olur.
Yok yok bence 15 yıldır kör sağır olanlar şimdi de duymaz.
Buradan İzmir'in duayen ağabeylerine ablalarına ve iş adamlarına sesleniyorum:
Gelin bu ayıbı biz kapatalım! Ne dersiniz?
Saygılarımla Ümit Aydın
YORUMLAR