* (Gerçek hayat hikayesidir)
Rus Yazar İvan Turgenyev'in yazdığı "Babalar ve oğulları" güzel klasik bir romandı.
Babaların oğulları ile ilişkilerini konu ediyordu.
Ama bu güne kadar babaların, kızları ile ilgili konularını yazan bir eseri hatırlayamıyorum.
21 Haziran 2015 Babalar Günü olarak kutlanacak olması bir gerçek hayat hikayesini aklımıza getirdi.
Noktasına virgülüne dokunmadan olayı yaşayan ismi bizde saklı, gözü yaşlı dostumuzun anlatımından aynen aktarıyorum.
"Babam bundan 3 yıl kadar önce annemle beraber kaldığı başka şehirden telefonla aradı! Hemen gel annenin durumu fena, 'kanser olmuş' dedi. Ramazan bitimi bayrama 1 hafta kala oruçlu olarak ilk otobüse atladım, soluğu annemle babamın kaldığı başka şehirdeki huzur evinde aldım. Tabii yolda giderken sağlığı son derece bozuk, ben nelerle karşılaşacağım diye heyecanla geçirdim yolculuğu, yol bitmek bilmedi. Ertesi sabah vardım şehire hemen huzurevine gittim. Annem yatakta kıvranıyordu, buna rağmen babamın sevgili kızı ortalıklarda yoktu. Nerede diye sordum. Babam 'ben onu tatile gönderdim' dedi. 'Nasıl? Annem bu durumdayken her şeyim kızım dediğin tatilde' diye kızgınlıkla sordum. Babam 'ben böyle istedim, sen uzatma al anneni doktora götür, kesin kanser ilgilen' dedi. Hemen en yakın Devlet Hastanesi'ne taksi tutup annemi götürdüm. Acilden başladım doktorlar neyi var dediklerinde 'dışkısını senelerdir cinsel organından yapıyormuş' dedim. Doktorlar muayene ettiler gerekli tetkiklerden sonra durumu açıkladılar. Menepozdan çıkan kadınların cinsel organ duvarları çok inceliyor ve kabızlıkla beraber barsaklar yırtılıp dışkısını cinsel organından yapıyormuş. İnanın şokları yaşadım! Senelerce bu durum sürdüğü halde ne yazıkki tek kız kardeşim 1 defa olsun annesini alıp doktora götürmemiş. Doktorlar ilave ettiler, bunun için ameliyat şart, kanser falan değil anneniz. Bu ameliyatları bu şehirde 3 hastane yapabilir, isimleri bunlar, deyince aldım annemi attım taksiye en yakın ameliyatı yapacak olan hastanelerden birine gittim. Tüm tetkikleri yapıldı ve ameliyatına karar verildi. Senelerdir kabızlığı süren anneme çok güçlü ilaçlar verip barsaklarını boşaltırken bayrama tatile giden görevlilerin yokluğundan neredeyse saatte bir annemi cehennem gibi sıcaklarda kadınlar tuvaletine zorunlu götürüp baştan aşağıya yıkadım, dışkılardan batan yatakları değiştirdim durdum. Sonuç olarak annemi ameliyat ettirip senelerce süren ızdıraplarından kurtardım.
Babam çok iyi bir mesleğe sahipti ancak çok kötü huyları vardı! Para biriktirmek ve kardeşlerine, babasına göndermek, araziler aldırmak ve evdekileri açlık içinde yaşatmak. Ben açlıktan ölmek üzereymişim annemin babası dedemler almış bakmışlar beni ölmekten kurtarmışlar.
Annemle bana 20 yaşıma kadar aile içi şiddet uyguladı, bizi sürekli döverdi. Askerlik öncesi sana bak dükkan aldım derken askerlik dönüşü o muhteşem dükkanı bana vermedi sattı, götürüp en kötü semtte 500 yıllık bir eski iş hanının kiralık 3'ncü katına bir odaya attı, 'al burada iş yap, para kazan' diye bıraktı. Günde tek bir müşteri çıkmayan satılık malı olmayan dükkanda para kazanılmayacağı için orayı 2 yıl sonra terk ettim, Anadolu'ya başkalarının mallarını satıp pazarlayıp yeni kurulan bir pasajda dükkan aldım. Babam 'ben emekli olayım, senin dükanına geleyim, emekli ikramiyemi de getireyim' dedi. Geldi daha 1 yıl geçmeden meşhur bankerlerin batışı ile babam tüm parasını en meşhur bankere kaptırdı. Buna rağmen 'sen babamsın, kal buradan ekmeğini ye, benim işlerim çok iyi, 3 dükkan daha aldım, oraya geçiyorum' dedim. Babam benden aldığı malları dükkanında sattı, paralarını baktım kız kardeşime taşıyor. Kız kardeşim devre mülkler, yeni yatırımların yanında altına her yıl 0 kilometre arabalar çekmeye başladı. Olsun tek kız kardeşimdir dedim babama hiç ne sattın ne aldın diye asla hesap sormadım. Bir baktım babam biz evimizde yapamıyoruz huzur evine çıkıyoruz annenle diyerek beni hiç dinlemedi dediğini yaptı.
Babam vefat etti ölmeden önce akrabalarla haber gönderdi 'alsın annesini yanına, baksın' diye.
Ölümünden sonra kendi üzerinde sandığımız ailenin 2 evini de satmış kızına vermiş, kız kardeşim de ben size bakamam diyerek kendi üzerine aldığı evden anne ve babamı çıkarmış, götürmüş huzur evine bırakmış.
Ailenin tüm servetini ayrıca benim iş yeri kasamdan çıkan çok büyük paralarla lüks hayat süren kız kardeşim öz annesini bile senelerce süren barsak delinmesinden dahi tedavi ettirmemiş. Şu an annem tek başına huzur evinde kalıyor. Çünkü aile serveti olduğu gibi kız kardeşime geçmiş. Ben bulunduğum yerde bir köyde yaşıyorum, şehre uzağım maddi imkanlarım ve sağlığım iyi olmadığı için şehirden bir ev alıp anneme bakmak istiyorum, ama elde avuçta yok ki. Ha unutmadan kız kardeşim ailenin deniz gören muhteşem evini daha 20 yaşında üniversiteye giderken yani öğrenciyken babasına duygu sömürüsü yapıp kendi üzerine aldırmış"
İşte gerçek hayattan bir hikaye bu!
Siz anne ve babalar, kardeşler aileye böyle bir ayrıcalığı vicdanen yaşatır mıydınız?
Siz vicdanlı tarafsızca hayırlı ve helal süt emmiş evlatlarına sahip çıkan tüm babalara, Babalar Gününüz şimdiden kutlu olsun.
YORUMLAR