Kulakları çınlasın Çeşmeli Tansu kardeşimin!
"Ağabey Allah aşkına yaz, kendi evimde bizi esir alıyor bunlar, yaz gelince sıcaklar basınca davet edilmeden evime gelip ellerini ceplerine sokmadan günlerce tatil yapan asla doymayan memnun kalmayan misafir kalan insanları" diye dert yanıp şikayet ediyordu.
Tansu kardeşim devam ediyor şikayetine.
"Benim evim yaşam yerim yaz kış oturduğum evimi bu densizler sıcaklar bastırıp, yaz geldiğinde adeta işgal ediyorlar. Akın akın geliyorlar, eşimle kaldığımız odamızı yataklarımızı dahi rahat etsinler diyerek onlara veriyoruz, gidip mutfakta yer yatağı yapıp orada uyumaya, sabahlamaya çalışıyorum. Sabah olunca acıkıyorlar, mutfağa damlıyorlar, a sen burada mı yattın diyerek alay bile ediyorlar. Yetmiyor başlıyorlar marketten alış verişe gittiğinde liste yapalım onları da bize bir zahmet alıver. Akşam olunca ya mangal yapalım yanında şu marka içkilerden al, kafaları bulalım vs." diye dertli mi dertli şikayet ediyor.
Tansu kardeşimin anlattıklarını burada yazarsam 4 adet A 4 sayfa dolar diyerek kısaltarak yazdım.
Bu konuyu yıllardır araştırıyorum!
Sahil bir yerde ikamet ediyor, yaşıyorsanız ellerini ceplerine asla atmayan, yumuşak yüzünüzden de istifade ederek adeta ailenizi sömürmeye, huzurunuzu kaçırmaya geliyor bu beleşçi tatilciler.
Günü birlik gelseler sorun yok, ama geldiklerinde 1 haftadan önce gitmiyorlar, 15 gün 1 ay kalanların yanında usanıp, bıkkınlık getirip beleşçi misafirleri kovamazsanız hiç gitmeyenlere de rastladığımız arkadaşlarımız oluyor.
Hatta o kadar çok rahatsızlık veriyorlar ki uyku dahi uyuyamıyor, evinizi terk edip gidiyorsunuz.
Habersizce gittiğinizi görünce söylene söylene pılı pırtılarını toplayıp evinizi terk ettiklerini başkalarından duyuyorsunuz
Yedikleri ekmeği bile almıyorlar, size aldırıyorlar bu beleşçiler ceplerinde akrep taşıyan insanlar.
Hatta size ha bire isteklerini sıralıyorlar al diyerek.
Dahası kendilerini ağırlattıkları yetmiyor, diğer akrabalarını da çağırıyorlar "gelin ailece gelin burası muhteşem bir yer birlikte eğleniriz vakit geçiririz" diyerek bakıyorsunuz bir aile olmuş 3 aile ha bire yemek yap özel menü yanında birlikte getirdikleri çocuklarına "benim çocuğum bunları sevmez siz en iyisi şunları marketten alın yoksa aç kalacak" diyerek masraf yaptırıp evinizde sizi adeta esir alıyorlar.
Menüler evde hazırlandığı yendiği gibi denize giderlerken yeni menüler sipariş verip size hazırlatıyorlar.
Akşam olunca yemek için sarmalar, börekler istiyorlar sahile termoslarla çaylar taşınıyor, arkasından çerezler ve biralar gelsin istiyorlar.
Bu densizler hiç düşünmüyorlar ve sormuyorlar "acaba size verilen bu hizmetlerin karşılığı ev sahibinin cebinde bu masrafları karşılayacak yetecek gelirleri maaşları var mıdır?"
Sonra hiç düşünmüyorlar "bu kadar yük oldukları hizmet bekledikleri ailenin başı kalabalıkları kaldırır mı?"
Dahası "bu ailede mevcut bir hasta hatta umutsuz hasta var mıdır, kafası bu kadar insanı ve gürültüyü kaldırır mı?"
Bu ellerini ceplerine atmadan yaz tatili geçiren beleşçilerin hiç birini ilgilendirmiyor" ailede hasta varmış, parası geliri yokmuş, masrafları karşılayamazmış, kafalarını kalabalıklar kaldıramazmış, huzurları kaçarmış" diye düşünen birileri hiç bulunmaz mıdır?
Tansu kardeşim "Ağabey inanın yaz aylarını gelmesini hiç istemiyorum hemen evi kilitleyip bende tatile çıkmayı istiyorum, haber gönderiyorlar sen evin anahtarını bırak biz alış verişleri yapar deftere yazdırırız" demiyorlar mı çileden çıkıyorum.
Yaz gelince sıcaklar basınca sizi hiç aramayan bu sahte dostların hemen hatırlarına beleş tatil istekleri gelmeye başlıyor "selamlarını sürekli göndermeye" başlıyorlar.
Hele siz bir de tersini yapıp "gelmenizi istemiyorum" deyin bakalım!
Hemen ailecek günlerce yedikleri, içtikleri, barınmalarını beleşten tatillerini kısaca süper 5 yıldızlı hizmetleri anında yok hükmünde sayıp "zaten biz sizi hiç sevmiyorduk" diyerek kötülemeye arkanızdan dedikodu yapmaya başlıyorlar.
Siz sanmayın bu anlattıklarımız abartılıdır!
Valla billa yazdıklarımızı kenara koyun beleşten tatil yaparlarken "taklitlerinizi yapıp" kahkahalarla gülüp sizinle alay bile ediyorlar.
Hiç de azımsanmayacak kadar çoktur bu onursuz beleşçi yazlıkçı tatilciler.
Sahillerimizde oturanların başlarına her yıl adeta bela olmaya utanmadan devam ediyorlar.
Ta ki bu densiz elini cebine atmadan beleşçe yaşamaya alışmış onursuz tatilcileri kovarsanız anında belalardan kurtuluyorsunuz huzura kavuşuyorsunuz.
Yok yapamıyorsanız bütçeniz delik deşik olduğu gibi kredi kartına yeni devasa borçlar ekleniyor, sağlığınız 180 derece tersine gitmeye hasta olup hastanelerde derman aramaya başlıyorsunuz.
Eğer gerçekten bir evde hasta hatta umutsuz hasta varsa en makulü ziyaretin en kısası olduğunu bilmeyen bir nesil yetişiyor ülkemizde.
Türk örf ve adetlerimize göre değil gece kalmak günü birlik bile misafirliğe giderlerken "asla eli boş gidilmez"
Bunlara bu durumu bir anlatın alacağınız cevap bellidir "aaa bizde yedirip içirdiğinizin hesabı asla sorulmaz çok ayıptır çok."
Peki siz niye bu beleş tatil yaptığınız insanlara "gelin bizde haftalarca kalın 5 kuruş harcamayın" diye hiç teklif etmiyorsunuz? (orayı karıştırma)
Bu beleşçiler Türk örf ve adetlerimizi bile bilmedikleri gibi günlerce kalıp 5 yıldızlı ağırlandıkları yerde yedikleri zıkkımlandıkları ekmeklerini bari alsalar nerede?
Ne diyelim size gelen misafirlerin Türk örf ve adetlerinizi çok iyi bilen, umutsuz ağır tedavi gören hasta ve hastalara son derece saygı duyan en kısa ziyareti yaparak insan sağlığına değer veren, maddi durumunuza, maneviyata saygılı insanların ziyaretinize gelmesi dileğimizdir.
Teşekkür!
Çok önemli Kanser ilaçlarım geçen yılın kasım ayından bu yana ithal olarak gelmiyor, bakanlıktan hep onay bekliyordum.
Geç de olsa ağır tedavime yanıt veren ithal ilaçlarım Sağlık Bakanlığı'ndan onay aldı ve geldi elime geçti.
İlaçlarımın temininde sürekli yardımlarını gördüğüm Başbakanlık BİMER'e, Sağlık Bakanlığımıza ve ithal ilaç birimlerine ayrıca yardımcı olanlara, İzmir Halk Sağlığı Müdürlüğüne, tedavi gördüğüm İzmir Yeşilyurt Atatürk Araştırma Hastanesi Hematoloji Bölümü sevgili Doktorlarım Doç. Dr. Kadriye Bahriye Payzin Bayman'a, Uzm. Dr. Füsun Gediz'e, Uzm. Dr. Asu Fergün Yılmaz'a ve Hematoloji Polikliniği Servisi Sekreter ve Hemşirelerine ayrıca ilaçlarımın teminine elime geçmesinde yardımlarını gördüğüm kuruluş ve çalışanlarına çok çok teşekkür ediyor, benim gibi ilaçlarına kavuşmayı bekleyen umutsuz hastalara bir an önce ilaçlarına kavuşmalarını Allah'tan diliyorum.
YORUMLAR