Uzun süredir uyarı yazıları yazıyorum!
Küresel iklim değişikliği, kıyamete adım adım götürüyor bizi diye.
Ülkemizde hiç görülmeyen hortumlar da boy göstermeye başladı!
Daha geçen gün İzmir Körfezi'nde 2 hortumu vatandaşlar endişe ve korku içinde izlediler.
Yazılarımızı takip edenler bilir, atmosferdeki karbon miktarı bu yazıyı yazdığımız sırada bile artıyor!
Güneşle dünya arasında sera gibi engeller oluşturan bu gazlar, okyanus ve denizleri, karaları ısıtarak aşırı buharlaşmaya yol açıyor.
Buzullar hızla eriyor!
Atmosfere salınan çoğu fosil yakıtların gazlarını durdurması gereken süper güç devletler maalesef sanayimiz çöker işsizlik patlar, para kazanamayız, ekonomimiz çöker diye sebeplerle karbon gazlarının salınımını durdurmuyorlar.
Bu yüzden kıyamete doğru 4 nala yol alıyoruz.
Bizim açıklamalarımızı NASA başta olmak üzere, geçen haftalarda dış ülkelerde bu konuda yapılan toplantılarda bilim adamları aynen doğrulayan açıklamalar yaptılar.
Atmosferdeki karbon gazları kaynaklı aşırı sıcaklar böyle devam ederse, buharlaşma her gün artacak ve "devasa yağmurlar ve seller her nereye yağıyorsa yakıp yıkacaktır" diye tekrar tekrar uyarıyoruz.
Hatta bu sellerin yükseklikleri 20-30 metrelere ulaşacak diye tahmin yürütüyoruz.
Aynı Nuh Tufanı gibi seller belli yerleri denizlere çevirecektir diye düşünüyoruz.
Biz uyarmaya devam ediyoruz da yetkililer neden bu konuda duyarsızlar?
Toprağı erozyona ve sellere karşı tutacak, ağaçları, ormaları kesmek yerine adeta seferberlik ilan ederek her yere ağaç dikmemiz gerekiyor.
Bakın bir uyarımız da tüm insanlara ve tüm belediyelere!
Gelecek devasa seller için binaların etrafına yaptığınız koruma amaçlı istinat duvarlarını, bol ağaç dikerek kökleriyle tutmalarını sağlayamazsanız maalesef korkunç olaylarla binaların sellere kapılıp içindeki insanlarla yok olup gittiğine şahit olursunuz diye uyarımızı yapıyoruz.
Artık ülkemiz küresel iklimin ve yağmurların etkisi altına girmiş bulunmaktadır.
Bundan böyle hiç beklemediğimiz bir sırada yaz ayında kar yağışına, kış aylarında denize girecek kadar ısı artışlarına şahit olacağız.
İşte bunun adı "küresel iklim değişikliği" olup sonu kıyamete, dünyanın yok oluşuna milyonlarca yıl canlılar, bitkiler olmadan uyumaya gidecektir.
Biz yazıyor uyarıyoruz, sizler yazdıklarımızı lütfen takip ediniz ve tedbirlerinizi alınız.
Bundan sonra tarım alanlarından, dere yataklarından, toprağı tutan ağaçları olmayan yerlerden oturacağınız konut evleri sakın almayınız.
Yağmur ve sellere uğramayacak kayalık ağaçlık, ormanlık, tepeler bize göre en güvenli yerler olup buralardan ev alıp, şimdilik güven içinde oturabilirsiniz.
Teşekkür
Sağlığım yerinde olmayınca her hafta bir ayağım hastanelerde oluyor!
Allah razı olsun doktorlarım son derece bilgili ve tedavime dönük çalışmalar yapıyor, başarılı da oluyorlar.
Ancak yeni kullandığım ilaçlarımın yan etkileri çok fazla!
Örneğin günde 8 adet aldığım bir ilacım trigiliseritimi normalde 150 olması gerekirken 1119'a çıkardı.
Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanemizin Hemotoloji Bölümü Doktorum Doç.Dr. Bahriye Payzin'e, Bölüm Sekreteri Murat Güneş'e, İç Hastalıkları ve Romatoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Emine Figen Tarhan'a, Endokrin Bölümü'nden Doç.Dr. Güzide Gonca Örük'e (sağ olsun Güzide Doktorum çok titiz ve telefonla dahi arayıp alacağım ilaçlar için beni uyarıyor), Bölüm Sekreteri Ufuk Kanlı ve Dilek Güneş'e, MR Bölümü'nden, Tekniker İlknur Köseler ve Berk Yıldırım ile Sekreterler Alev Kapan, Nida Karaca'ya, Ultrason Bölümü'nden Uzman Dr. Melik Altın ve Bölüm Sekreterleri Suzan Koplanseren, Merve Çelebi ile Görevli Ömer Baş'a, Urla Devlet Hasanesi'nden Uzman Dr. Levent Bağcı ve Sekreter Bayram Üzümcü'ye, Urla Aile Hekimliği'nden Dr. Asaf Oylum ile görevli Azize Kaya'ya çok teşekkür ediyorum.
İyi ki varsınız sizlerin sayesinde ayaktayım diye dualar ediyorum.
YORUMLAR