Güya AB'ye girecektik!
Ümit Bora

Ümit Bora

Çevreci-Yazar

Güya AB'ye girecektik!

12 Mart 2015 - 12:11

Yıllardır AB'nin yani Avrupa Birliği'nin kapısında bekletiliyoruz.

Sürekli yeni ev ödevleri veriyor, bunlara sıkı çalışın öyle gelin diyorlar!

AB ne istiyor da yapmadık?

Her önüne gelen AB'ye girdi biz niye giremiyoruz?

AB bizi keklik gibi görüyor ha bire ava çıkıyor, eli hiç boş dönmüyor.

Peki, gelelim AB'nin bitmeyen tükenmeyen isteklerine!

AB bize "bak ben sanayileşmiş ülkeyim, zaten her ürettiğimi alıyorsun, almak zorundasın" diyor.

Ekliyor "Ancak asıl sana tarım ve hayvancılık üretimlerim devasa bozuk hastalıklı v.s. stoklarımı satmam elimdekileri tüketmem, eritmem lazım, benim bu ürettiğim mamulleri satın alıp köylüme, çiftçime destek olmak zorundasın" diyor.

AB'ye "Tamam ama biz tarım ve hayvancılık ülkesi olarak bu dediğiniz mamulleri üretiyoruz, nasıl senden bende olanı alacağım?"

AB "kolayı var ben sana ev ödevi vereceğim onları yapacaksın bak nasıl bana muhtaç hale geleceksin" diyor!

Her isteklerine evet diyen kek ülke biz "tamam ver bakalım ev ödevimi yapayım çalışayım, gelip senin ürettiğin ürünleri satın alayım, senin köylüne, çiftçine, hayvancılık yapan üreticine destek olayım" diyoruz.

Ancak bir konu var!

AB nedir o konu diye soruyor...

Ben senden o dediklerini alırsam benim köylüm, çiftçim, hayvan üreticim ne yapacak, nasıl ayakta kalacak, geçinecek ekmeğini kazanacak?

AB "işte bu beni ilgilendirmez, madem bana girmek için can atıyorsun o zaman koşulları, kuralları ben koyarım sen uyarsın yoksa s.... sene kapımda beklersin" diyor.

AB'ye "peki peki anladık, sen neymişsin be abi" diyoruz ve kolları sıvıyoruz!

AB'nin verdiği ödevin ilk zarfı açılıyor içinden civciv yerine dev bir yok ediş çıkıyor!

İlk ödev: Senin köy nüfusun yüzde 23'lerde bu olmaz, hemen bu nüfusu yüzde 9'lara düşüreceksin.

AB ödevi devam ediyor...

Bu köy nüfusunu acilen düşürmek için ilk şart, akaryakıta ve tarım, hayvancılık girdilerine en az yüzde 500 zam yapacaksın ki üreticin üretemez hale gelsin ve köyü bıraksın şehirlere göçsün.

Kek ülkeyiz ya aynen yapılıyor, yalan diyen var mı?

AB yeni zarflar yeni ödevler gönderiyor!

Kendi köylün zammı yedi beli kırıldı, bu zamları ürettiği mamullere eklediğinde senin tüketicin bu ürünleri pahalı diye alamayacak duruma gelecektir. (Bu AB ülkeleri ticarette şeytana takla attırır, hatta onu bile bayıltır valla billa.)

AB "ayrıca köyde ne kadar hayvan otlağı meralar ve tarım arazileri varsa etraflarına hatta ortalarına evler, AVM'ler, siteler yapıp, tel örgülerle çevirip, hayvan patikası geçiş yollarını kapayacaksın, betonlayacaksın, HES'ler yapıp bölge halkını göçe zorlayacaksın ki üretim için arazi kalmasın, üretenler bölgeleri terk edip gitsinler".

Bu durumda hemen serbest Gümrük Birliği kurallarımıza göre gelip senden ucuza üretim yapan benim üreticimin kalitesi bozuk, belki de hastalıklı devasa stok mallarını hiçbir itiraza gerek kalmadan satın alıp ülkene "işte pahallılığı önlemek için ithal ediyorum" reklamları ile alıp dağıtacaksın.

AB "bak sızlanma yoksa kapımda ha bire bekler durursun ha" diye aba altından sopayı gösterir durur.

Uzatmayalım, bundan 13 yıl önce "Dünyada kendi kendine yeten 7 tarım ve hayvancılık ülkesinden biriyiz" diye övünürken, şimdilerde ot ve saman ithal eden ülke durumuna geldik, getirildik.

Dahası var AB sanayi ülkesi biz tarım ve hayvancılık ülkesiyken onların tam 4 katına et fiyatlarımız çıkmış, halkımız pahalı eti yiyemez hale getirilmiştir.

Ne diyelim bu bir AB yok etme projesi olup sömürgecilerin kek ülkesi olarak yaptığımız hataların sonuçlarına katlanmak zorundayız.

Allah yar ve yardımcımız olsun bu zulüm ve kazıklanma yok olma bitsin artık nasıl bitecekse, kim bitirecekse diyorum.

YORUMLAR

  • 0 Yorum