Hangi maddelerde zehir, katkı yok ki!
Ümit Bora

Ümit Bora

Çevreci-Yazar

Hangi maddelerde zehir, katkı yok ki!

18 Aralık 2014 - 19:18

Çin malı ayakkabılar gündeme oturdu!

Bize göre bu durumdan rahatsız olan ekonomileri çöken yerli ayakkabı sektörümüzün baskısı ile gündem yaratıldı.

Aynı yerli sektörümüzün daha düne kadar hep Çin mallarını üretimlerinde kullandığını biz biliyoruz.

Biz bu konuya takılmadan ülkemizde hangi ürünlerde denetim yapılmadığı için zararlı, katkılı gıda ve malların üretilip dağıtıldığına dikkat çekelim istiyorum.

Ancak bir hususu da vurgulayalım "asla tüm yerli üretim malları gıdalar, kalitesiz, zehirli katkılıdır" diyemeyiz.

Sayıları çok az da olsa "zararsız katkısız üretim yapanlar, helal kazananlar, asla haram yemeyen insan sağlığını ön planda düşünen Allah korkusu taşıyan üreticilerimiz" vardır, onlara teşekkür ederek başlayalım.

Ülkemiz son yıllarda üreticilerin denetlenmesi her firmaya bırakılmış "git temiz sağlıklıdır raporunu getir istediğin malı bu standartlara göre üret" denmiştir.

Yani oto kontrol tamamen üreticilere bırakılmıştır.

İşte devlet denetimlerden bu şekilde kendini dışlamış ve üretici ile tüketici baş başa bırakılmıştır.

Hiç siz bir üreticinin "benim ayranım ekşidir, sakın almayın bana para kazandırmayın" dediğine şahit oldunuz mu?

Bulamazsınız bu kadar süper dürüst haram kul yetim hakkı yemeden helal üretim yapanı.

Girişimci eline verilen üretebilirsin izni ile verilen üretim standardını alır gider, temizdir, katkısızdır, insan sağlığına aykırı hiçbir şey yoktur raporlarını piyasadaki kurumlardan veya üniversitelerimizden para ödeyerek alır temin eder, mal veya gıdalar üretmeye başlarlar.

Üniversitelerimiz döner sermayelerine para lazım olduğu için her gelen üretim raporlarını hazırlayıp vermeyi kabul ederler.

Bilimsel ve "gerçeklere uygun" sağlık ve üretim raporlarını insan ve hayvan sağlığına asla zarar vermeyecek şekilde düzenleyen altına çekinmeden vicdanının sesine kulak vererek imzasını koyan üniversitelerimizin bilim adamlarını benden küçük bile olsalar ellerinden öperim.

Çok defa bu üretimlere göz yuman üniversite öğretim görevlileri hatta bölüm başkanı dekanlarla ağız dalaşına girmiş "Allah'tan korkun nasıl yaparsınız" diye kavgalar etmişimdir.

Ne değişti derseniz, sistem çarkları böyle çalışıyor, tek bendenizle olmuyor işte.

Bu sistem AB ülkelerinde olduğu gibi devletin asli görevi olmalı ve vatandaşlar için mutlaka her mahallede, ilçede para alınmayan tahlil laboraturlarını vakit geçirmeden hemen kurmayla olmalıdır.

Devletin ilgili Bakanlıklarına bir sorun kaç denetim elemanınız var diye?

4 bin civarında çoğu masa başında görevliler.

Peki bu ülkede başta gıda denetimini kim yapacak, kim zararlı, katkılı, kimyasallara, zehirlere karşı tüketicilerin sağlığını koruyacak?

Allah'a kalmış tüketicilerin sağlığı korunması.

Geçtik, hangi gıda ve maddelerde bize göre zararlılar var!

Başta en çok tükettiğimiz ekmek, beyaz ekmek var!

Güya Sevgili Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı hocamızın "beyaz ekmek üzerine aynı sigarada olduğu gibi insan sağlığına zararlıdır damgası vurulmalı ondan sonra satışa verilmelidir" açıklamalarını bendeniz Türkiye'nin gündemine oturttuk da ne oldu?

En üst yetkili "beyaz ekmeği artık hayatımızdan çıkarıyoruz" açıklamasının üzerinden neredeyse 1.5 yıl geçti uygulamaya başlanmadı.

Zehirleniyoruz ve benim gibi umutsuz hastalıklara her gün yakalanıyoruz işte bu denetimsizlikten sevgili okurlarım.

En çok yenilen beyaz ve diğer ekmekler zehirli katkılı oluyor da başka nelerde var zehir, kimyasal katkılar?

Et, süt, yumurta, balık, tavuklar (sanayi üretimi dışında gerçekten köyde meralarda otlayan hayvanlarda ve doğal gerçekten temiz denizlerde özgürce yosun yiyen Omega 3 taşıyan deniz balıklarını tam organik oldukları için bendeniz büyük bir iştahla yerim diğerlerini asla evime sokmam yemem valla billa midem kaldırmıyor).

Başka 2 ayaklı arıların ürettikleri ballar, yerken üzerindeki siyah boyaları çıkan zeytinler, sıvı yağ katılmış zeytinyağları, tereyağlar, margarinler, tuzlar, çakma şekerler, tatlılar, hemen hepsi katkılı meyve suları, gazlı içecekler, peynirler, çorbalar, kiremit tozu veya boyanmış pul biberler, içinde domuz yağı kanı v.s. bulunan çikolatalar, gofretler, imalat çerezler ve süt, yoğurtlar (bendeniz meralarda özgürce otlayan ve asla katkılı yem verilmeyen hayvan sütlerinden kendi elimle yaptığım mis gibi yoğurdu yerim başkasını valla billa midem kaldırmıyor yemiyorum).

Başka hangi mallarda zehir ve katkı var diye soranlara, Çin malı hemen her mamulde sadece zehir değil radyoaktif ve öldürücü kimyasalları fatalat katkıları mutlaka arayınız derken, çantalar, ayakkabılar, çakma deri mallar, saatler, oyuncakların bana göre çoğunluğu, bebek emzikleri, havuz malzemeleri, hatta kumaş ve hazır giysilerin bir kısmında,elektronik, elektrik malzemelerde, lamba ve aydınlatma malzemelerinde, cep telefonlarında, bilgisayarlarda, boyalarda, kitap, defter, kalem ve silgilerde, kalitesiz kömürlerde çok olarak, plastik mutfak eşyalarında, aliminyum gıda kablarında ve kısaca kullandığımız hemen her şeyde zararlı, katkılı mamullerin varlığından lütfen rahatsız olmalıyız.

Bizleri zararlı katkılı, zehirli üretim mallarından koruyacak, kollayacak kimseler olmayınca kendi kendimizi ailemizi hastalıklara karşı korumalıyız, ve bu konularda çok uyanık olmalıyız diye uyarıyorum.

YORUMLAR

  • 0 Yorum